40 Soruda Tengricilik Nedir?

40 Soruda 'Tengricilik' Nedir?

Şanırak - Tengricilik'in Başlıca Simgesidir.

1. Tengricilik’e geçmek isteyen insana herhangi bir ritüel uygulanır mı? (örneğin Vaftiz, sünnet gibi)

Birçok yerde belirttiğimiz ve vurguladığımız üzere Tengri inancı kişilerin, devletlerin ve kurumların tekeline girecek "kurumsal" bir din değildir. Bir kök dindir. Türklerin doğa ve yaşam ile edindikleri tecrübelerin ve de tabii ki mitolojinin beslediği bir inançtır. Bir dine giriş töreninin anlamı özünde şu olmalıdır; artık sen bedenini ve ruhunu 'dine' bahşediyorsun, böylece sen artık bu din ile var olan bir varlıksın. Sen artık sen değil; dindaşlarının bulunduğu koca bir yığının içinde uyum göstermeye çalışan birisin. İslam'a göre "teslim olmuş" kişisin. Tengri inancı, kurumsal olmadığı için insanları da yönetme gayesi asla taşımaz. Bu yüzden de bu dine 'giriş-çıkış' törenleri yoktur, eldeki kayıtlar da böyle bir bilgi vermemektedir. Nitekim böyle bir şey, Tengri inancının temel felsefesine ters düşer idi.

2. Tengricilik tek tanrılı mı yoksa çok tanrılı bir din mi?

Altay merkezli günümüz Türk Tengricilik'i bu soruya şöyle yanıt verir: Dinlerin çokluğu sonucu değiştirmez; Tanrı Bir'dir, fakat O'na giden yollar farklı ve çoktur. Bütün dinler Tanrı'nın dinleridir. Türk boyları arasında tek tanrıya odaklı Tengriciliğin çok eski bir geçmişi var. Bu inancın yazılı en eski izlerini M.Ö. 1050 yıllarında Çin'de egemen olan Çularda görmekteyiz. Ruhlar, iyeler, kudaylar, göksel ve yersel enerjiler insanın kafasını karıştırıyor. Fakat yaklaştıkça sırrını veriyor: Çokluğun arkasındaki nihai Tek'likten, külli akıldan, mutlak yaratıcıdan, bilinen ve bilinmeyen her şeyin birliğinden, hikmetten ve duygudan; kutsal doğadan söz ediyor. 'Canlı' yaş ağaç dalının ateşe atılmasını yasaklıyor. İnsana kıymet veriyor. 'Tanrı insanı yaratırken, onun kendisine benzemesini istedi' diyor. Bu konuda detaylı bilgi için: Tengricilik Tek Tanrıcı mı? 

3. Tengri, yaratıcı olarak nasıl bir varlıktır?
Tengri sözcüğünü doğrudan çevirecek olursak "gökyüzü" demektir. Türklerin "Bengü Tengri" Moğolların da "Möngke Tenger" dedikleri Tengri; en çok "Sonsuz" sıfatı ile anılır. (Bengü: sonsuz) Haliyle Tengri'nin en mühim özelliği bir başlangıcı ve de sonunun olmamasıdır. Tengri dediğimiz yaratıcı varlık; yaratılmış her şey ile bir Birlik teşkil etmiştir. İslam'a bu 'vahdet-i vücut' şeklinde geçmiştir. Bir çeşit panteizm ögesi burada dikkat çeker; Tengri bütün varlıkların bünyesinde bulunan, bir şekilde devam ettirici ve yaratıcı güçtür. Bu demek oluyor ki Tengri'yi semavi dinlerdeki gibi insandan ve varlıktan ayrı bir yerde konumlamak yerine; içimizde, taşlarda, suda, ölülerde, dağlarda, gökte tasavvur edebiliriz. İleri Okuma İçin: İnsansı Tanrıların Çırpınışları

4. Tengricilik din midir? Değilse nedir?


Tengricilik, ulusal bir inançtır; bir ulusa aittir. Bu yüzden de bu inanç, ulusun benlik hislerine, kimliğine, mitolojisine, düşünce tarzına, örf adet ve geleneklerine ve en önemlisi diline ayrılması çok zor bir şekilde kazınmıştır. Tengriciler inanç sistemlerine "dinler-üstü" demektedirler; ancak literatürde eski bir Türk dini olarak geçer. Fakat Tengricilik ümmet fikrine elverişli değildir, zira bir kök dindir. Başka yerden alınmamış, kökten gelen bir yapılanma olduğu için, kökten gelen birliğe ihtiyaç vardır. Detaylı Bilgi İçin Okuyunuz: Tengricilik bir din midir?

5. Tengricilik’te ‘vahiy’ kavramı var mıdır? Yok ise vahiy olmadan bu din nasıl ortaya çıkmıştır?
Vahiy, TDK'da şöyle tanımlanmıştır: "Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi." Öncelikle Tengri inancının peygamberi yoktur. Çünkü "Tanrı ile insan arasında bir elçiye gerek yoktur; insan sürekli iletişim halinde olduğu Yaratıcı ile doğrudan doğruya konuşabilir." O halde özetle; peygamberlik müessesesi olmayan bir dinden vahiy gibi bir olgu beklemek olmaz. Fakat; vahiy kavramını Tanrı adına ahkam kesmek olarak düşünmezsek; kamlar (şamanlar) Tanrısal bilgiye ulaşma konusunda daha çok sezgisel zekaya sahip olduğu için, insanlara Tanrıya dair bilgiler verebilir. Ancak bu bilgiler bir kanun hükmü taşımaz; kam denen kişiye peygamber gözüyle bakılmaz ve kam dediğimiz kişiler olmadan da Tengricilik devam eder. Bu din ise insanların doğa ile etkileşimleri sonucu ortaya çıkmış olup mazisi tarih öncesi devirlere değin uzanır. Elde yazılı kaynak olmadığı için bunu saptamak zor görünmektedir.

6. Tengricilik ile Şamanizm aynı mıdır, farkları nelerdir?
Şamanizm diye adlandırılan inanç, özel güçleri olduğu varsayılan bir kişinin kamın, şamanın merkeze alındığı ve onun etrafında şekillendiği bir anlayıştır. Türk kültürü, Tengri inancı kam unsurunu da barındırır. Ancak bu durum bütün bir dini felsefenin "Şamanizm" olarak adlandırılmasını gerektirmez. Böylece Tengri inancı basite indirgenmiş olmaktadır. Halbuki Tengri inancına göre Kamlar günlük hayata müdahale eden ve sürekli sahnede olan kişiler değillerdir. Yalnızca olağanüstü durumlarda ortaya çıkarlar ve tiyatral bir tören düzenleyerek o olağanüstü halin duygusal seviyesine ulaşır ve böylece felaketin nedenini ve ona karşı alınacak tedbirleri sezerler. Bu konuda şu yazımızı okuyunuz: Şamanizm Adlandırması Neden Uygun Değildir?

7. Tengricilik’in İslam ile ters düştüğü temel nokta nedir?
Öncelikle, Tengri inancının yalnızca İslam ile değil bütün dogmatik dinler ile zıtlık oluşturduğunu söylememiz gerekir. İnsanların hayatını, Tanrı ile konuştuğunu iddia eden kişilerin kontrol etmesini; insanların kullaştırılmasını, dinler arası rekabeti ve dinlerin siyasi malzeme olarak kullanılmasını, insanların din ve mezhep gözeterek bölünmesini, kendisi gibi inanmayan kişilerin cezalandırılacağını içeren dinlerin saldırganlıklarını Tengricilik kesinkes reddeder. Bu reddetme sözel bir karşı çıkış değildir, Tengri inancı yukarıda zikrettiğimiz şeyleri bünyesinde barındırmayarak tepkisini koyar. Bu bağlamda cihat anlayışı olan, insanları teslimiyetçi kılan, Tanrı'dan korkmayı öğütleyen, kötülüklerin cezasının 'öteki alemde' verileceğini bildirip kişilerin sorumluluk duygusunu gevşeten bir din özde Tengri inancı ile yakın ve bağdaşır görülemez. Bizim görüşümüzce resmi tarih kitaplarında okutulan "Türklerin eski dini ile İslam çok benzer idi, bu yüzden Türkler kolayca Müslüman oldu" cümlesi gerçek manada bir safsatadır.
8. Neden bir Tengrici İslam’ı reddeder?
Tengrici kişi İslam da dahil hiçbir dini ırgalayarak muhalefet içine girmemelidir. Böyle bir şey o kişinin maneviyatını zayıflatır. Daha açık bir şekilde söyleyecek olursak, İslam gibi dogmatik inançlar dini günlük hayatın merkezine alır ve bu Tengrici görüşe ters bir durumdur. Bir dini malzemenin çok fazla kullanılması iyilikten öte kötülük etkisi göstermeye başlar. Dini ögeler az kullanıldığında iyi yönde etkili olmakta; aşırı kullanımda zarar vermeye başlamaktadır. Bu yüzden de Tengri inancında kutsalların isimleri ağza sürekli alınmamakta, dini kıyafetler her zaman giyilmemekte ve Kam günlük hayata müdahale etmemektedir. Dini olan öge, gereklilik olduğunda kullanılmalıdır. Bunların sıklıkla yapılması manevi güçleri zayıflatıp maddi güçleri arttırmaktadır. Örneğin, manevi gücü arttırmak için çalınan davul, sık çalındığında artık insandaki manevi tarafı değil, maddi tarafı yani ak değil kara olanı ortaya çıkarmaya başlamaktadır. Bu Türk'ün tecrübesidir. "Kutsal olanın sadece gerekli zamanlarda, gerektiği kadar uygulanmasını biz tecrübe ettik." Bugün halen Yörükler ve geleneksel biçimde yaşayan Müslüman Türkler, İslam'ı koyu bir şekilde yaşamazlar. Kısaca bu bahsettiğimiz sebeplerden dolayı bir Tengrici, İslam dinine bağlı olmayı seçmeyebilir.

9. Tengricilik’te ibadet nasıl oluyor?
Tengricilik'te "farz" diyebileceğimiz bir ibadet çeşidi bulunmamaktadır. TDK'ya göre ibadet, bir dinin buyruklarını yerine getirmek olarak tanımlanmıştır. Diğer birçok yazımızda bahsettiğimiz üzere Gök Tanrı inancı kurumsal bir din değildir; ayrıca insanlara buyruk verecek peygamberlik veya kutsal kitap gibi bir organı da bulunmamaktadır. Bu nedenle ibadet konusunda kesin bir hürriyet söz konusudur. Bu konuda devreye Türk töresi ve Tengri inanç felsefesi girmektedir. İnsanların gerilimlerini azaltmak ve morallerini yükseltmek amacıyla kam, baksı gibi önderler eşliğinde törenler düzenlenir. Bu törenler, insanlar içindeki korkuyu azaltmak, üzüntüyü dindirmek, Tengrisel coşku ve enerjiyi etkinleştirmek için tertiplenir. Cenazeler, doğumlar, evlilikler, toylar, doğa olaylarının etkin olduğu günler bu tip Tengrici törenlerin düzenlendiği, düzenlenmesine insanların 'ihtiyaç duyduğu' dönemlerdir. Ana gaye "ibadet" değil, insanların mutluluğu ve güvenidir.
10. Tengricilik’te ölümden sonraki hayat ile ilgili ne tür inanışlar var?
Birçok eski belgeden hareketle, ölüm Türkler için "kötü ruhların işi" değil; bizzat Gök Tengri'nin işidir. Yani öldüren zat, varlık Tengri'dir. Ölüm durumunda Tengri'nin arzusunu ve iradesini kabul etmek uygun olandır. Ölüm Tengri inancına göre oldukça sancılı bir dönemdir. Bu dünyadan, öteki aleme geçiş; ölüm anından başlayan ve en fazla 40 gün devam eden sancılı bir süreçtir. Birden bir ortaya çıkan büyük bir bilinmezlikle yüzleşmek, ruhlarda bunalım yarattığı gibi beyinlerde de bir sorgulama süreci başlatır. Bu sürecin en sağlıklı biçimde en iyi yöntemle değerlendirilmesi için Tengricilik'te bazı uygulamalar vücut bulmuştur. Altını çizmekte fayda var, Türkler için ölümden sonraki yaşam inancı var olsa da, bu 'bilinmez' olarak kabul görülür.

11. Ölümden sonraki hayatta cezalandırma ve ödüllendirme var mı?
Vahye dayalı ve dogmatik olmayan Tengriciler, ölümden sonraki yaşam için değişik inanışları dillendirmiştir. Bunlar, çoğu kez dillendiren kişilerin kişisel görüşleri olmuştur ve de küçük bir topluluk tarafından benimsenmiştir. Örneğin günümüz Tengricilerinin gayet yanlış bir şekilde bildiği "uçmaq ve tamu" inancı, Tengricilik'e sonradan girmiştir. Aryan toplulukların Orta Asya'da yaşadığı dönemlerde, Türkler ile Sogdların ilişkileri neticesinde kültürümüze girmiş olan bu cehennem' anlamına gelen 'tamu' Türkçe değil, Soğdçadır. Eğer bir sözcük Türkçe değilse, bu demek oluyor ki o sözcüğün arkasındaki fikir de Türklere ait değildir. Özetle, cennet-cehennem inancı vardır diyemeyiz. Altay merkezli Tengricilik inancına göre, ölüm ile birlikte bu boyuttaki hayat sona erer ve artık o ruh, bu boyutta işlediklerinden sorumlu değildir. Açık ifade edecek olursak, günahlar ve sevaplar ölüm ile sıfırlanır. Yaptığımız iyilikler ve kötülükler bize dünya yaşamında etki ve eşlik eder. Bu olaylar, dünya ötesi yaşamlara yatırım olarak görülmemeli, dünyadan kopulmamalıdır.

12. Tengricilik’te en büyük iyilikler nelerdir?
İyilik de kötülük de kişinin bünyesinde bulunur. Bu yüzden Tengrici öğreti, kişiyi strese sokacak uçuk 'melek' beklentileri barındırmaz. Kişinin cezasını Tengri değil, yaşadığı toplum ve toplumun yasası; töresi verir. İyilik ve kötülük de dünyalıktır. Bundandır ki iyiliklerin en büyüğü dünya yaşamını güzelleştirmektir. İnsan ilişkilerini sağlam kılmak, sosyal desteği arttırmak, doğa varlıklarına karşı gerekli hürmeti ve hassasiyeti göstermek, saygı kültürünü devam ettirmek, kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapmamaktır. 

13. Tengricilik’te iyi bir insan nasıl tanımlanır?
İyi insan tanımlanmaz. İyi davranış tanımlanabilir. Bir kişi, salt iyi veya salt kötü olmaz; bu kişinin doğasına aykırı bir durumdur. Ancak davranışlarıyla topluma örnek olan, erdemli, yiğit kişiler saygı görürler. İyi bir kişi olarak değil; genellikle yiğit, bahadur, bilgin, saygın gibi sıfatlar daha ön plandadır.
14. Tengricilik’te en büyük yasaklar nelerdir?
Tengri inancı; bütün insanlıkta genel-geçer olan yasakları bünyesinde bulundurur. Bu yasaklar, insan ilişkileri ile ilgili olanlardır. Başkasının malını zor ile gasp etmek, suçsuz kimseyi öldürmek, canlı varlıklara işkence etmek gibi insan vicdanını yaralayan evrensel şeyler; Tengricilik'te de hoş görülmez. Fakat Tengri inancı, sınırları belirgin olmayan bir yol olduğu için birçok hurafeye gebe bir haldedir. 'Gördüğün yılan sağa gidiyorsa kötüdür, sola gidiyorsa iyidir' gibi uçuk inançlar ne yazık ki Tengricilik'te ortaya çıkmıştır. 21. Yüzyıl Tengricileri olarak, yasakları bizler kendimiz akıl ve bilim yolu ile belirlemek durumundayız. Her şeyden önce, törelerimizi iyileştirmek ve akla mantığa uygun hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu çalışma sayesinde gerçekten neyin neden yasak olacağı belli olur. Şu da bir gerçektir ki Tengri inancı yasaklar ve dogmalar yuvası olmamıştır, olmayacaktır da. Bu inancı sağlam kılan şey, kişilere uyacakları bir reçete vermesi değil; doğal olmalarını ve tabiata uygun davranmalarını salık vermesidir.
15. Tengri inancına göre yaşamın anlamı nedir?
Tengricilik'te gizemli bilgiler, sırlar bulunmamaktadır. Tanrısal bilgi de Tengriciler için gizli saklı, bilinmedik bir dille yazılmış olan, okunsa da anlaşılamayan, anlamak için birilerinin hizmetine girmek zorunda olunan bir şey değil; doğada apaçık olan, cahilin ve çocuğun dahi anlayabileceği açıklıkta olan bir bilgidir. Tanrıcılıkta Tanrı, dini bize fenle ve tabiatla anlatır. Kitaplı dinlerde ise din, Tanrı sözüyle, vahiyle insanlara ulaştırılır. O halde yaşamın anlamı, Tanrı ya da kutsal metinler ile değil ancak doğayı gözlem yolu ile kavranabilir. Bunu da kişinin kendi kendisi yapmalıdır; başkalarının buyruklarıyla değil.

16. Tengricilik’te ibadethaneler var mı?
Tengricilik "Tanrı'nın Evi" diye adlandırılan ibadethanelere, bazı mekanların Tanrı'ya ibadet için ayrılmasına karşı çıkmaktadır. Tüm evren ibadethanedir. Evrenin tamamı Tanrı'nın evidir. (Cengiz Han)

17. Tengri inancına göre herkes Tanrı’nın evladı mıdır?
Tengri inancına göre insan Tanrı'nın evladıdır. Bu evlatlık maddi değil, enerji bağlamında olan bir bağlılıktır. Bu yüzden Tengri ve diğer tanrılar, "Ana, ata, dede" gibi ailesel unvanlarla anılır. Günümüz Türkiye'de bile "Toprak Ana, Ay Dede" kavramları yaşamaya devam etmektedir. Bu inanca göre, bütün varlıklar O'ndan türemiştir. Bünyesinde O'nun enerjisini barındırır. Kimi bu gücün farkındadır, kimi kötüye kullanır kimi de iyiye...
18. Ruhlar ölümsüz müdür?
Ruhlar, enerjidirler. Olumlu ve olumsuz enerjiden etkilenen; daralan, zayıflayan veya güçlenen varlıklardır. Ancak ölümlü değillerdir. Kötü ruh denen şey, günümüzde "negatif enerji" , iyi ruh denen şey ise "pozitif enerji" olarak bilim ve kişiler tarafından kabul görmüştür. Bu yüzden, zamanla sürekli değişen ve güncellenen Tengri inancını, ilkel bir totem dini olarak görmek yerine günümüz ile bağdaştırmak daha mantıklı olacaktır. 

19. Tengricilik’te mezar ve kabirlere neden bu kadar önem verilir?
'Dirileri Ölüler Yönetir' anlayışına sahip olan Tengricilik'te mezar ve kabirler bir noktaya kadar önem kazanmıştır. Bu, yaşayan kişiye nasıl saygı duymalıysak, ölüye de duymalıyız inancından kaynaklanmaktadır. Ve de ölen kişinin anılması ve hatırlanması için mezarlar ideal yapılardır. Bu yüzden Türkçe'de 'estelik' diye çok güzel bir söz vardır. Bunun anlamı, 'hatra getiren yapı, bina' demektir. Ölen kişiyi hatra getirmek ve anmak, onun ruhunu şad eder. Ancak Tengri inancına göre mezarlıklar mermerler ile örtülmemelidir. Mezarı ağaç ile çevrelemek uygun olandır, mermer ile değil. 
20. Tengri inancına göre ölüler nasıl toprağa verilir?
Ölen kişi, toprağa verilmeden evvelki süreçte sessiz ve loş bir odada bekletilmelidir. Odanın kapısı hafif açık-kındırık olmalıdır. Ve de ölü toprağa verileceği zaman gürültü çıkarılmamalı, ışığın az olmasına dikkat etmeli, bağırıp çağırmamalı, slogan atmamalıdır. Sakin ve sessizce defin işlemi yapılmalıdır. Ardından ölen kişi için bir ağaç dikilmesi uygun olacaktır. 

21. Tengricilik’te ‘ölüyü yakma’ töreni var mıdır?
Yakma işlemi, ya da genel olarak ateş ile olan işlemler sembolik olarak 'arınma' anlamına gelen ritüelleridir. Ancak ölülerin yakılması Türklerde bilindiği kadarıyla çok yaygın değildir. Bugün var olan ölü yakma törenleri ise Budizm'den alıntıdır.

22. Ölen kişinin hayrına yapılabilecek şeyler var mıdır?
Ölen kişinin ahirette ceza çekeceği gibi bir inanç olmadığı için, o kişi adına yapılan iyilikler ödül-ceza sistemi içinde düşünülmemelidir. Elbette ki ölen kişi için bazı sorumluluklarımız vardır. Özellikle ölüm anından sonraki 40 gün içerisinde, ruhun sorunsuzca diğer boyuta geçmesi ve stresinin azalması için aile ve akrabalar toplanıp ölen kişiyi iyi bir şekilde anmalı, yemek dağıtmalıdır. Bu yüzden Türkiye'de halen ölü evinin kendisi yemek hazırlayıp misafirlere ikram eder. Bu geleneğin kökenini unutan Türkler; 'bu ne mantıksız şey, ölü evinden yemek beklenir mi, biz yemek götürelim' gibi düşünmektedir. Bu fikir iyi niyetli olsa da, geleneklere uygun değildir. Ölen kişinin akrabaları ölenin ruhu adına yemek yapmalı ve dağıtmalıdır. Bu, psikolojik olarak ölenin yakınlarının da rahatlamasına sebep olacaktır. Ayrıca ölen kişinin gereksiz yere anılması hoş değildir. Gerek olduğunda iyi bir şekilde anılmalıdır. 

23. Tengricilik’te mezarlara taş yerine ağaç dikilebilir mi?
Tarih boyu Türk kurganları, mezarları zaman zaman taş ile zaman zaman da ağaç ve tahta ile çevrilmiştir. Her iki gelenek de bize aittir. Ancak mezarları taş ile örtmek yerine ağaç dikmek uygun olandır.
24. Tengricilik’te özel ve kutsal günler miladi takvime göre nasıl belirlenir?
Tengrici özel günler, doğa olayları ile hesaplanır. Örneğin, 'kırlangıçlar göç edip ay hilal şeklini aldığı zaman şu bayram kutlanır' gibi yargılar vardır. Ancak yine de günümüz miladi takvimine uyarlanabilen özel günler de bulunur. Detaylı bilgi için: Tengrici Bayramlar
25. Tengricilik’te kurban ibadeti var mıdır? Varsa ne şekilde düzenlenir?
Eski Türklerde kurban törenleri olduğu biliniyor. Kanlı ve kansız olarak ikiye ayrılır. Bu törenler, sende olanı Tanrı ile paylaşmak için değil, doğadaki ruhlar ile bağlantı kurmak için özellikle kamlar tarafından yapılmıştır. Kuraklık zamanı yağmur istemek, teşekkür etmek, zafer için yardımı dilemek, dua etmek için aracı olarak kurban kesilmiştir. Amaç Tanrı'yı doyurmak ya da O'nu memnun etmek değildir. Ölen canlının ruhu aracılığıyla Tengri ile iletişim kurulduğuna inanılmasıdır. Ve de bu kurban günümüzdeki gibi koyun ve ineklerden seçilmesinden ziyade özellikle av hayvanları ok ile vurularak kurban niyetine adanırdı. Kanlı kurbanda önemli olan, hayvanın tek bir damla kanının bile yere akmamasıdır. Kanı yere akıtmadan kurban kesmek İskitler'den beri Türk halkarında yaygındır.


26. Bir Tengrici olarak öldüğümde, Tengri inancının ritüeline göre gömülmek istersem bunu nasıl yaptırabilirim?
Türkiye'de Tengricilik bir din statüsünde olmadığı için kimliklerimize de 'Tengrici' ibaresini ekletemiyoruz. Bunun yanı sıra ibadethanemiz ve kurumsal bir dinimiz olmadığı için bu gibi törenler kişinin kendi seçimine kalıyor. Siz ölünce sizin ne şekilde gömüleceğinize yakınlarınız karar verecektir; onların kararını etkilemek adına vasiyet olarak nasıl gömülmek istediğinizi bildirebilirsiniz. Ancak cenazenizi Tengri inancına göre gömecek bir kilisemiz, camimiz, dergahımız bulunmamaktadır.

27. Kişiler doğuştan mı kam olur yoksa sonradan da olabilir mi?


İki şekilde de Kam olmak mümkündür; fakat Kamlık genetik yani Tengri vergisi bir karakterdir. Kam duygusaldır, sezgileri kuvvetlidir. Tiyatrocudur, müzisyendir ve çok iyi bir dansçıdır. Genelde kamlar genetik psikolojik rahatsızlık taşırlar. Beyinleri gereğinden fazla çalıştığı için ve bunu kontrol edemedikleri için psikiyatrik hastalıklarla boğuşurlar. Bu yüzden kam olmak, imam olmaya benzemez. Günümüzün şamanları kuvvetle muhtemel Ruh ve Sinir hastalıkları hastanelerinde lityum tedavisi görüyorlardır. Detaylı bilgi için: Nasıl Şaman Olunur?

28. Sonradan Tengrici olan bir kişi kam olabilir mi?
Tengri inancına sonradan girme-önceden girme gibi bir mevzu olmadığı için, normal kamlık için ne gerekiyorsa aynı şekilde geçerlidir.

29. Tengricilik’te kamların görevleri nedir? Görevlerini nasıl yerine getirirler?
Kamlar, bozulan ruhani ve toplumsal düzeni tesis etmek için halkı güdüleyen, coşku veren, morallerini yükselten ve gelecek hakkında fikir veren üstün yetenekli ve saygıdeğer kişilerdir. İnsanların sanatsal yönlerine hitap eder; gelecek olan felaketi bir tören düzenleyerek, dansı ve müziğiyle insanlara hissettirir. O'nu izlerken ürperebilirsiniz. Sezgileri muhteşem kuvvetli olup her türlü ihtimali düşünüp sezerler. Geleceği görmeleri işte bu sezgi güçlerinden gelir. Bu doğuştandır. Kimi zaman davul, kopuz, komuz çalar ve insanların bozulan psikolojilerini tedavi eder. Düzenlediği tedavi edici törenler ve kullandığı bitkiler ile halk sağlıyla da ilgilenir. Kam, günlük hayatta tapılası ve her zaman baş ucunda bulundurulası bir kişi değildir. Zaten, kamın karakteri buna müsait değildir. Doğuştan getirdiği psikolojik bir yükü vardır; yalnızdır bu yüzden ve kendisiyle, ruhlar ile boğuşur. Evlilik, ölüm, savaş, toy, bayram gibi günlerde ise o olmaz ise olmazdır.
30. Bir kamın özellikleri nelerdir?
Yukarıdaki sorularda da  yanıtladığımız üzere bir kam, genellikle başka bir kamın soyundan gelir ve ondan el alır. Kadın ve erkek farkı gözetmeksizin herkes kam olabilir. Bu bir yaratılış meselesi olup yalnızca yaratılış yeterli değildir; tecrübe de ister. Bu tecrübeyi ise genelde yaşlı kamlar gençlere aktarır. Kamın sezgi gücü kuvvetli olmalı, sanatçı olmalı, tiyatro, müzik, dans yeteneği olmalıdır. 
31. Kamların el okuma özellikleri var mıdır?
Her kamın ve her bölgenin kendine ait bir geleneği ve kültürü vardır. Her kamın yapabilecekleri ve yapamayacakları vardır. Ancak kamlar, bir kişinin geleceğini görmek adına el okumak yerine genelde kendi bildiği yöntemleri uygular. Aşık kemikleri ile ya da kurban adayarak veya farklı bir ritüel ile bunu gerçekleştirebilir. Aynı şekilde kişinin elinden de geleceğini okuyanlar vardır. Fakat burada esas olan şey sezgi gücüdür. Marifet el okumada değildir, gelecekte olabilecek olayların olasılığını hesaplayarak bunu başarır kamlar.

32. Tengricilik’i belgileyen simgeler, damgalar nelerdir?
Genellikle doğa ruhları ile, aslında kişinin kendi içsel güç mekanizmasını harekete geçirecek simgeler, damgalar, yazılar önem arzetmektedir. Şöyle ki, nasıl ki kırmızı rengin, kalp simgesinin, bayrağın uyandırdığı belli başlı hisler vardır; bazı simgeler de insanda etki edebilir. Bu etki olumlu da olumsuz da olabilir. Burada kişinin, o simgeye atfettiği önem de rol oynamaktadır. Bu yazımızın başında gördüğünüz 'şanırak' denen simge Tengricilerin başlıca simgesi konumundadır. Nasıl ki otağın bütün sopaları şanırakta birleşiyorsa, Halkın bütün parçalarını tepede bir arada tutan güç, Tengrisel birlik olarak simgeleşmiştir. Tengricilerin tarih boyu kullandığı simgelerde gök cisimleri ve haç simgesi dikkat çeker. Haç, çarmıh şeklinde olmayıp '+' şeklindedir ve yapılan çalışmalara göre Hristiyanlığa da Paganlardan geçtiği düşünülmektedir. Detaylı bilgi için: Şans Getiren Semboller

33. Tengricilik’te hangi hayvanların özel bir yeri vardır?
Her Türk boyunun kendisine has bir tarihi ve geçmişi vardır. Bu yüzden de her boyun ve hatta her ailenin hayvanlar ile olan ilişkisi farklı şekilde gelişmiştir. Ancak Tengricilik'te ve Türk töresinde bazı hayvanların önemi söz konusudur. Bu konu ile ilgili detaylı bilgi için: Türklerde Totem Hayvanlar yazımızı okuyunuz.


34. Yeryüzünde Tengricilerin sayısı kaçtır ve hangi ülkelerde yaşamaktadırlar?
Bu konuda net bir veri olmamasına rağmen şu yazımızda bu soru ile ilgili tahminleri toparladık: Tengricilik'in Dirilmesi Kaç Tengrici Var?

35. Türkiye’de ve diğer ülkelerde Tengricilik’in temsilcileri kimlerdir?
Temsiliyet, Tengricilik için hoş bir kavram değildir. Her zaman dediğimiz gibi, kişi Tengri'den öğrenir ve her kişi aslında bir Tengri'den parça bulundurur. Bu bir enerjidir. Bu bağlamda her Tengrici; Tengricilik'in temsilcisi konumunda bir bayraktır. Tengri inancı ile gelir elde etmeye çalışan; insanlara 'şaman sertifikası' dağıtan, Budistler'in; ruhsal çökkünlük içinde olan Batı'da kurumlar açıp para ile yoga öğrettiği gibi Tengricilik'i ticarete dökenler hiç şüphe yoktur ki Tengri'nin gücünü kötüye kullanan kişilerdir. Ve uzak durulmalı, itibar edilmemelilerdir.

36. Türkiye’de ve diğer yurtlarda Tengrici kurumlar nelerdir?
Kurumsal olmayan Tengri inancının 'kurumlarını' ortaya koymak zor bir iştir. Çünkü Tengricilik bir milli din (inanç) olma özelliği gösterir. Bu yüzdendir ki Türkistan'da, Sibirya'da ve Türkiye'de Türk kültürü için çalışan kişiler, Tengri inancını ve bu inancın geleneklerini de sahiplenmişlerdir. Yeni nesile bunu anlatmayı ve aktarmayı görev bilmişlerdir. Kırgızistan'da kurulmuş olan Tengir Ordo gibi kurumların yanında, Kazakistan kökenli tengrinews, Türkiye kökenli tengritravel gibi Tengri adını yaşatan firmalar ve kuruluşlar da vardır. 

 37. Tengricilik ırkçı mıdır?
Şu açık bir gerçek ki Türkiye'de Tengrici görüşün uyanması dini boşluktan dolayı değil; ırkçı duyguların kabarması nedeniyle olmuştur. Ne yazık ki eski Türk dininin bu şekilde yeniden canlandırılması inanca ve kültüre büyük zarar verir. Gök Tanrı inancını, kendi siyasi amaçlarına alet etmek için siper edinen ırkçılar ile, İslam dinini kendi siyasi amaçlarına alet eden dinciler arasında hiçbir fark yoktur. Tengri inancını insanları yönetmek ve yönlendirmek için kullanmak, Tengri adına ahkam kesmek kimsenin uğraşmaması gereken şeylerdir. Nitekim, Tengri inancını sırf Türk ırkçılığı sebebiyle benimseyenler bu inanca gönülden bağlı kimseler değildir. Tengricilik onlar için dalga konusudur, ağızlarına doladıkları sakızdır ve ateist olmaya yeğledikleri için Tengrici görünürler. Böyle bir durum Tengri inancının toplumda çok yanlış algılanmasına sebep olmaktadır. Tengricilik'in ırkçı çevrelerden uzaklaştırılıp sadece Tengricilik için yaşatılması ve diriltilmesi için uğraşmaktayız. Evet, Tengri inancı milli bir dindir. Türkler tarafından Türklere göre oluşturulmuştur. Ancak bu durumun Türkçülük veya ırkçılık ile ilgisi yoktur; bu doğal bir oluşum sürecidir.
38. Tengriciler özel gün ve bayramları nasıl geçirmeli?
Özel günlerimiz ve bayramlarımız atalardan yadigardır ve hepsinin bir anlamı, bir ruhu vardır. Hizmet ettiği toplumsal bir amacı vardır. Milletin birliği ve huzuru için vardır bu bayramlar. Doğaya temas etmek için vardır. Bayramların en güzel kutlanış biçimi topluca olanıdır. Bütün halkın bir araya gelmesi, sazların çalınması, türkülerin söylenmesi ve çok ama çok yiyeceğin bütün halka sunulması gereklidir. Yiyecek ve içecek konusunda kıtlık ve açgözlülük olmamalıdır. Bu özel günlerde herkes var gücüyle paylaşmalı ve olabildiğince mutlu olunmalıdır. Tengriciler tarih boyu toylarını böyle geçirmiştir. Bunun yanı sıra eğer var ise, bir kam; o günün anlamına özel olarak bir ayin düzenleyebilir. Ancak bunu yapacak olan bir kamdır. Eğer yetkin bir Kam yok ise, kendi başınıza taklit yoluyla ruhsuz bir ayin yapmak sadece kendi kendini kandırmaca olur. 
 39. Gök Tanrı dini mi yoksa Tengricilik mi?
Bu iki kavram da bilim çevresi ve insanlarımız tarafından kullanılmaktadır. Gök Tanrı dini kavramı ile Tengricilik arasında anlam olarak bir fark yoktur. Fakat, Türk Dünyasında genel olarak Tengricilik kavramı kullanılmaktadır. Bu inanca mensup kişiye de Tengrici denir. Gök Tanrı inancı gibi kavramları genellikle bilim insanları kullanmaktadır. Ancak, inancımızın yalnızca Tengri'ye, Tanrı'ya bağlılık olduğunu vurgulaması adına bu iki adlandırma da yerindedir.
 40. Başka dinden olan birisiyle evlenmek konusunda bir yasak var mı?
Tarihte gördüğümüz üzere Tengrici hükümdarlar ve halk; başka dinden olan kadın ve erkekler ile evlenmişlerdir. Hatta o dinlere kolaylıkla geçmişlerdir. Çünkü Tengri inancı bu gibi konularda yasaklamacı değil rahat bir dünya görüşüdür. Fakat; başka dinden olan bir kişiyle evlenmek sizi atalarınızdan koparırsa, kültürünüzden ve ulusunuzdan koparırsa; kısaca sizi kendi kendinize yabancı olmaya sürüklerse bu konuda durup düşünmek faydalı olacaktır. Hele ki yabancı kişiden doğan çocuklarınız, size ve atalarınıza yabancı olacaksa, bu bir kaybediştir. Ruhen yok oluştur. Bu yüzden özellikle Türkler arasında evlenmeye dikkat etmek gerekir. Ve hatta bir Türk ile evleniyorsanız, o Türk'ün sizin boyunuzdan olmamasına dikkat edin. Başka bir boydan Türk ile evlenmeye çalışın. Bu, atalarımızdan gördüğümüz ve öğrendiğimiz kadarıyla çok daha hayırlıdır ve Türkistan'da özenle uygulanır.
Kaynakça Hakkında
Bütün bu sorular, Jean Paul Roux'un Türklerin ve Moğolların Eski Dini; Günnur Yücekal Arpacı'nın Gök Tanrı İnancı'nın Bilinmeyenleri, Nikolay Şodoyev'in Altay Bilik'i, Ludmila Egorova'nın 'Töre' makalesi, Abdullah Manaz'ın Türk Takvimi, Fuzuli Bayat'ın Türk Şamanlığı eserlerinden ve de günümüz Tengricileri ile yapılan görüşme ve mülakatlardan edinilen bilgiler ışığında yanıtlanmıştır.

42 yorum:

  1. Tengrinin her yerde olduğunu söylüyosunuz o zaman tengrinin yarattığı sadece ufacık birşey gösterin ki delilinşz olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle arkadaşım kullandığın üslup hiç hoş bir üslup değil bir şeyleri yargılamak kimsenin haddine değil.Uygun üslup ile eleştiri yapılabilir sadece. Sorunun cevabını aslında baktığın herşeyde görüyorsun.Hala göremediysen bknz. "panteizm". Sana idrak edebilmen açısından yardımcı olur bu kelime. tengri biz menen ..

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. siktiğimin gerizekalısı sen allahının yarattığı neyi görüyorsan bizde tengrimizin yarattıklarını aynı şekil görüyoruz ama doğru yol bizimki arap dölü

      Sil
    4. Adamsın kral

      Sil
  2. Merhaba iki sorum var.

    Tengriciliğin bir din olmadığını anladım. Ama nasıl yani tengricilik hem bütün dinleri red ediyor(8.soru) ama başka bir dinden biri ile evlenip onun dinine geçebilirsin (40.soru) (Evet tengriclikte yasaklar yok ama bazı şeylerde geçişme mi var yoksa ben mi anlayamadım?)

    İkinci sorum da şu: Tengricilikte ırkçılık yok ama başka bir dinden/ırktan biri ile evlenirsen kendi kültüründen uzaklaşmaman gerekiyor. Ne fark eder ki? Madem ırkçılık yok. Sonuçta hepimiz insanız.

    Sorularımı tengriciliği kötülemek için sormuyorum. Yolumu kaybetmiş biriyim ve sadece benim mantığıma en yakın inancı arıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaş tengricilik sonradan uydurulmuş din gibi gösterilen ve sadece türkleri kapsayan bir felsefedir eğer doğru yolu kaybettiysen İslam'a bak İslam'ın esaslarına bak islamda insanın her konuda huzura kavuşturan kanunlarına bak ırk konuş mesela Hz Muhammed yani İslam'ın peygamberi vefat etmeden önce şunları söyledi kendisi Arap olduğu halde şöyle dedi arapın Arap olana Arap olmayanın araba üstünlüğü yoktur üstünlük ancak takvadadır. Bak sana takvanında ne olduğunu anlatıyim takva günahlardan kaçmak tır İslam dininde günahlar haksız yere adam öldürmek yana cana kast etmek hırsızlık yapmak haksız kazanç yoksula bakmamak zulüm etmek anne babaya asi olmak yani insana ve insanlığa karşı suç lar İslam'da günah sayılmıştır ve İslam'da bunlara çare vardır mesela zekât şöyleki zengin sayılan her insan malının 40 da birini çoluk çocuğunun nafakası dışında borcu dışında olanı yani 40 da birini bir fakire yoksula dağıtır eğer dünyanın tüm insanları İslam'ı yaşasaydı ne aç kalan fakirler nede açlıktan ölen çocuklar olurdu nitekim dünyanın en zengin üç adamı dünyanın en fakir 65 ülkesinden daha zengin eğer dünyanın en zengin üç adamı zekât verseydi yani malının parasının 40 da birini fakire yoksula verseydi inanki o 65 ülkede fakirlikte açlıktan ve bunların doğurduğu hırsızlık da olmazdı bak İslam'ın sadece bir şartının hikmetini buraya yazmakla sığdıramıyorum diğer esaslarını bide sen araştır eğer İslam'ın peygamberi Arapları övseydi yani ırkçı olsaydı İslamiyet diye bir şey olamazdı ve eğerki İslamiyet'i araştırsan inanki doğru yolu bulursun

      Sil
    2. Arkadaş tengricilik sonradan uydurulmuş din gibi gösterilen ve sadece türkleri kapsayan bir felsefedir eğer doğru yolu kaybettiysen İslam'a bak İslam'ın esaslarına bak islamda insanın her konuda huzura kavuşturan kanunlarına bak ırk konuş mesela Hz Muhammed yani İslam'ın peygamberi vefat etmeden önce şunları söyledi kendisi Arap olduğu halde şöyle dedi arapın Arap olana Arap olmayanın araba üstünlüğü yoktur üstünlük ancak takvadadır. Bak sana takvanında ne olduğunu anlatıyim takva günahlardan kaçmak tır İslam dininde günahlar haksız yere adam öldürmek yana cana kast etmek hırsızlık yapmak haksız kazanç yoksula bakmamak zulüm etmek anne babaya asi olmak yani insana ve insanlığa karşı suç lar İslam'da günah sayılmıştır ve İslam'da bunlara çare vardır mesela zekât şöyleki zengin sayılan her insan malının 40 da birini çoluk çocuğunun nafakası dışında borcu dışında olanı yani 40 da birini bir fakire yoksula dağıtır eğer dünyanın tüm insanları İslam'ı yaşasaydı ne aç kalan fakirler nede açlıktan ölen çocuklar olurdu nitekim dünyanın en zengin üç adamı dünyanın en fakir 65 ülkesinden daha zengin eğer dünyanın en zengin üç adamı zekât verseydi yani malının parasının 40 da birini fakire yoksula verseydi inanki o 65 ülkede fakirlikte açlıktan ve bunların doğurduğu hırsızlık da olmazdı bak İslam'ın sadece bir şartının hikmetini buraya yazmakla sığdıramıyorum diğer esaslarını bide sen araştır eğer İslam'ın peygamberi Arapları övseydi yani ırkçı olsaydı İslamiyet diye bir şey olamazdı ve eğerki İslamiyet'i araştırsan inanki doğru yolu bulursun

      Sil
    3. Tengricilik, Hunlarda ve Orhun Yazıtlarında Geçer. Uydurulmuş dediğin İnancın Tarihi Var.
      Dünyadaki en eski dinlerden biri olan Tengriciliğin, MÖ 12000 ile 3600 arasında Bronz Çağı'nda ortaya çıktığı söylenir. Orta Asya'daki Altay Dağları'nda yaşayan insanlar tarafından kurulan din, atalarına bağlılığıyla bilinen tek tanrılı bir dindi. Diğer dinlerde olduğu gibi kutsal bir kitabı yok. Ancak Kuzey Kafkasya'daki Hunların atlarını kurban ettiği Tengri adındaki bir tanrıya taptıklarına inanılır.
      Arapların Cengizhanı İslamiyete Davet edişinide Tarih yazar.

      Tabi Siz Hacı,Hoca,Şeyh,Şıh Tarikatlardan öğrendiğiniz için, Okumak Nedir bilmediğinizden ileri geri anca boş muhabbetten öteye gitmezsiniz. Tarihi dizi filmlerden öğrenen, biatı benimseyen topluma nasıl anlatabiliriz.
      Sana Tavsiyem Sümer Tarihiyle başla. Sorgula, mantığını zorla, uygulamalara bak, analiz et, ve kendine sor, Tanrı kitaplardaki yazılanlar kadar bencil ve basit olabilirmi ? Çevrene bak (Yaratılış) Doğru yolu bulursun.

      Sil
    4. İslamda (Kuranda) Allahın İsimleri (özellikleri) bizi doğruya ulaştıracaktır. Günümüzde Kuran dışı kaynakları reddedebilirsin. Ölçü sadece Kuran. Aklı ve mantığı kullanarak Kurana yaklaşmak ve yaratandan yardım istemek bizi doğruya ulaştıracaktır inşaallah.

      Sil
    5. kuranda saçma sapan 30 dan fazla ayet vardır benim için bir din kusursuz olmalıdır ki gerçekten sevmeliyim.ama islamda kusur var sakat at Hristiyan olup ta islama geçenler her ne kadar doğru yolu bulduklarını sansalar da sadece eskisine göre düzgün bir ol bulmuşlardır ve hala yürüdükleri yol bozuktur benim ve benim gibi bir sürü insanı bu yola iten şey ise eğer tanrı bir din gönderiyor ise bu din kusursuz olmaqlıdır düşüncesi ne de olsa koskoca allah tanrı vs.
      ama tengricilikte bir kusur görmedim mitolojisini okudum hemde rahat birdin diğer dinler gibi insanları köle yapmak için kullanılmıyor bende boşluğumu bu inançla doldurdum ve kendimi tam hissediyorum islam Hristiyanlık Yahudilik Budistlik ve diğer dinler hepsi insanları köle olarak kullanmak amacıyla kendi yoluna sokmak amacıyla bir insan tarafından kurulan saçma sapan dogmadan başka hiçbirşey değildir aptal Araplaşmış türk milleti
      eğer arapları seviyorsanız kutteybeyi ve haccac piçini hatırlayın

      Sil
    6. Arkadaşım bakma sen bunlara tengrizmi o kadar yanlış ve taraflı anlatmışlar ki... Semavi dinlere karşı kin besledikleri çok bariz. Öncelikle tengrizm , tengrinin tamamen düzen üzerine kurduğu bir evren anlayışından oluşur. Evrende yapılan en ufak bir değişim her şeyin kaderini değiştirebilir. Tengri evreni yaratırken çeşitli varlıkları ve ruhları da yaratmıştır. Bunlar ile evreni nizama sokar. Canlı-cansız bütün varlıkların içinde 2-3 çeşit ruh bulunduğundan özellikle doğaya , gezengenlere ve tengrinin yarattığı diğer şeylere saygı duymak çok önemlidir. Bunun yanında insanlardan bağımsız kutsal ruhlar da vardır. (Hatta bazı inanışlara göre tengri bütün göğü kapsayan yaratma gücüne sahip bir gök ruhudur)
      Kendisiyle beraber , yarattığı her ruh göğün belirli bir kesiminde (katmanında) oturur. Tengri biçime sokulabilen bir varlık olmadığından insanlara bir şey iletmek istediğinde bu ruhani varlıkları gönderir. Yani tengrizmde elçi yok demek yanlıştır. Ayrıca bu dinde bir insan öldüğü zaman günah-sevap durumu sıfırlanmaz. Günahı (kötülükleri) çok olan yedi kat yer altı alemi tamuya (cehenneme) sevabı (iyilikleri) çok olan ise yedi kat gök alemi yani uçmag adı verilen cennete gider. Çünkü tengrizmde evren bir düzen üzerine kuruludur ve tengrinin düzenini ondan başka kimse bozamaz. Yedi kat yerin yani tamunun hükümdarı Erlik Han'dır. (Bazı kaynaklarda Erlik Han , Tengrinin oğlu olarak gösterilmeye çalışılmışsa da tengrizmde göktengrinin belirli bir cinsiyeti olmadığından çocuk sahibi olması da imkansızdır , buradaki oğul kelimesi büyük ihtimal kutsal anlamında kullanılmış olabilir. Bazı kaynaklarda Erlik Han büyük bir güce sahip yer altı ruhudur. Bazı kaynaklarda ise şeytanla eşdeğer kötülüktedir. Ama onun için genel olarak yer altının yani cehennemin yöneticisi diyebiliriz...) Erlik Han'ın -yanlış hatırlamıyorsam- 9 kızı ve kalesinin önünde nöbet tutan yılanları vardır. Ölen insanların ruhlarını Erlik Han kontrol eder. Kötüyse cezalandırır iyi ise o kişinin ruhu zaten göğe çıkar. Ruhlara saygısızlık , savaşta adaletli davranmama , kadın-erkek ayrımcılığı tengrizme inanalar için günah niteliği taşıyabilecek kadar kötü davranışlardır. Ek olarak şamanlar yani kamlar büyü ve ruhani işlerle uğraşan insanlardır , henüz ölmemiş insanların ruhunu Erlik Han ile anlaşma yaparak geri getirebilir. Fakat getiremezlerse o kişi ölür. Aynı zamanda şamanlar , yedi kat yerde ve gökte yaşayan diğer ruhani varlıklar ile de iletişim kurabilirler. Onlardan aldıkları bilgilerle insanlara yön verebilir , çeşitli ritüeller ile tıbbi müdahalelerde bulunabilirler. Tengrizmde ibadet kavramı vardır. Kurbanlar , adaklarlar , törenler ,ufak tefek ritüeller ve dualar tengrizmde bulunmaktadır. Bunların hepsi semavi dinlerdeki gibi kesin hüküm veren ibadetler olmasa da yapılması tengrizm dinine inananlar için çok önemlidir çünkü ibadet kelimesinin genel olarak anlamına baktığımızda; tanrıya şükür , dua , tövbe vs durumlarda bulunmak için yapılan işlerdir. Son olarak tengrizm dininde kut anlayışı vardır. Kut , tengri tarafından verilen bi çeşit yönetim yetkisidir. Bu nedenle hükümdarlar çoğu zaman tengriden güç aldıklarını , tengriyle akraba olduklarını ya da direkt olarak tanrı olduklarını iddia edebilirler. Çünkü tengri Kut'u herkese bahşetmez. Bahşetse bile insanın içindeki inanç ve adalet azalıyorsa Kut'u geri alır. Türklerin de kutsanmış yani kut sahibi liderlerin soyundan geldiklerine inanıldığı için diğer ırklarla evlenmek kutsallığı bozmamak amacıyla uygun görülmez. (Bu tanrıya saygısızlık olarak algılanabilir) Fakat evlenmekte dini açıdan herhangi bir sakınca yoktur.

      Sil
  3. Ben senin yazını okudum. Ona döneceğim, peki sen islam dinini nerden okudun? Bu kadar islam örtüşmeyen, sırf insanlar uydurup yanlış, saçma gelenekleri din yapmış diye. İslama nasıl bunları yapıştırdın. Din insanların eline geçince bak ne haller alıyor değil mi? Sana tavsiyem aklına ters düştü ise onu red edeceğine neden araştırmadın. İnsanin mefaatçi, nefsine söz geçirmekte zayıf olduğu, cahil, muhalefetçi, v.s. özelliklere sahip olduğunu unutup, nasıl islama bu kadar ters konuşmayı kendine hak bilmişsin. Sen kimsin, ölsen leşinin yanında bir günden fazla durulamayacak, bir kuvarsın nasıl olduğunu çözemeyecek akla sahipken nasıl oluyorda bilmediğini sadece çoğunluk yanlış yapıyor diye Allahın tek dini islam üzere konuşabiliyorsun. Sen Allahın Kainat ayetlerini bilmiyormusun. Hani senin yazında bahsettiğin. Doğada gözüken tanrı. Kuran bunu defalarca söyler etrafına bak, bitkiye bak, güneşe bak, yıldızlara bak, meniye bak, yatatılışına bak. Öldükten sonra toprağs bak, arıya bak, küçücükte olsa sivrisineğe bak......, birazda sen bak daha çok var çünkü. Yeryüzünde, gökyüzünde, kainatta yatatılan herşeyin Allahın ayetleri olduğunu bilmiyormusun. Peki Allahın elçi göndermediği topluluk olmadığını bilmiyor musun? İşte senin o kadim türk toplumuna atıyorum, 2000-3000 yıl once (dünya 5000 küsur yaşında olduğuna göre)bir elçinin gelip Allahın dinini anlattığını daha sonra diger bozulan butun dinler gibi sacma sapan bir hale getiren insanlar olmadığını nasıl söyleyebilirsin. Budizimin islam dininin bozulmuş hali olduğunu görmüyor musun? Hatta buda nın bir elçi olmasının ne kadar yüksek bir görüş olduğunu. İsanın bugün tanrının oğlu, 3. Tanrı gibi gösterilmesinden anlamıyor musun. Peki Allah vahiyinde bunları anlatıyor okumadın mı? İnsanı anlatıyor duymadın mı. İnsanın nakörlüğünden bahsediyor, inatçılığınfan bahsediyor, insanı tanımadın mı? İnsanların çoğunun inanmadığını, değiştirdiğini söylüyor sana ters mi geldi. Şu anda bile islamdaki yanlışlardan bahsediyorsun. Bunları din yapmışlar görüyorsun. Senin bahsettiklerin Allahı tengiri yapmış, dini bozmuş olduklarını anlamıyor musun? Sana daha çok şeyim var amma, kısa şunu ilave edeyim. Fetö nün üs seçtiği yerin türkistan olmasına artık şaşmıyorum. Çünkü aklın dinden uzak kaldığı dinleri olduğu için, o toplumu daha çabuk kandırabilirsiniz. Size tavsiyem, mehmet okuyan, mustafa islamoğlu, emre dorman, bayraktar bayraklı, abdüaziz bayındır, caner taslaman, yahya şenol hocalar dinleyin, tefsir veya meallerini, kitaplarını okuyun. Mehmet hocanın dediği gibi yolcuya kızıp yola küsmeyin, çünkü ne yaparsanız kendinize yaparsınız. Hoşçakalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde peygamber, evlatliginin karisiyla evlenmez. Islam propagandasini birakin.

      Sil
  4. Hak yol din islamdır kainatta Allahin yarattigi hersey guzeldit

    YanıtlaSil
  5. 10. Madde kafamı karıştırdı şimdi bir insana araba çarpsa kurşun ile öldürülse idam edilse nasıl Tengri’nin işi olabiliyor? Cevap vermenizi umuyorum Tengricilik inancını pek benimsemiş durumdayım ama 10. Maddeyi anlamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim anlamadığım nasıl olurda öteki taraf "bilinmezlik" olarak kabul edilir. Tanrı insanlara neyin iyi neyin kötü olduğunu bildirmiyor mu? Bildiriyorsa iyiliğin ve kötülüğün bir karşılığı muhakkak olmalı ki insan ona göre kendisine bir hayat çizgisi seçsin. Bir de Bir madde de ise "cennet" ve "cehennem" kelimelerini Türkçe olmadığı için bu kelimelerin arkasındaki fikir Türkler tarafından düşünülüş değildir tarzı bir şey yazıyor.(madde 11) Şimdi aklıma takılan ilk kısımla bu kısmı birleştirince, madem "iyilik ve kötülük bu dünya için" ve "cennet ve cehennem var diyemeyiz" ise ölüm neden var? Cevaplardan anladığım üzere ölünce herhangi bir yere gidiş yok (cennet ve cehenmem gibi yani ödül ve ceza yok) o zaman neden ölüyoruz?
      bkz. Âli İmrân suresi 19. Ayet

      Sil
    2. bir insanın kaderi dpğumundan önce bellidir......insanlar için iyiyide kötüyüde hastalığıda sağlığıda veren allahtır.....Allah inancın varsa kader dersin ....Allah inancın yoksa bu benim başıma neden geldi dersin......bu senin düşünce yapına göre değişir.....seni yaratan varmı yokmu ona karar verirsen gerisi çorap söküğü gibi gelir....en basiti şans oyunlarında .....mesela süper lotoda 6 yı tutturup büyük ikramiyeyi kazanman kadermi yoksa 25,000,000 milyonda bir ihtimalin 80 milyon içinde seni bulmasımı.syg

      Sil
    3. Öteki taraf bilinmezlik olarak kabul edilir neden? çünkü cennet cehennem insanın ulaşabileceği bir bilgi değildir, yani bunu bilemezsin daha basit anlatırsam neden cennet cehennem olsun ki? neden bu dünyada yaptıklarının 10 katı ceza çekesin sırf Tanrı'nın istediği dine inanmadın diye cehenneme gidesinki hele iyi bir insansan? neden cennet olsun ki? bu dünyada yasaklanan şarap zina orada var şimdi söyleyin bu nasıl bir cennet? bu bildiğimiz dünya yahu? Tanrı'nın var olduğunu ve "Tengri" olduğunu açıkça orta asyalılar keşfetmiştir, Tengricilik Tengrinin insanlara gönderdiği din değildir insanların Tengri'yi keşfetmesidir.
      Kam ayinleri ruhlarla konuşmak için yapılır öz sakınma (meditasyon) yaparken düşünce dünyan ile bir olursun Tengri adına değil bizzat insan için şans, kötü ruhları kovma, toplumsal moral v.b şeyler için ibadetler vardır, ve ayrıca insanlar nasıl bir insan olacağını cennet ve cehenneme göre belirlemez en büyük kanıtı Türkiye ve İsveç arasında ki dindarlık ve insanlık farkıdır.

      Sil
  6. Simdi islama arap ozentisi diyenlerI anlamiyorum islam TÜM insanloga indirilmistir ama ozamnin kolay ve anlasilir dini arpca oldugu icin arapca ve peygamber arap oldugu icin oyle indirilmistir bu araplik deil Allaha inanctir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kardeşim cahil cahil konuşma o zamanın kolay ve anlaşılır diLi diye bir şey yok o zamanda bir sürü dil var ki bunların çoğu Arapçadan daha kolay , anlaşılır ve anlam açısından daha kaliteli. Ayrıca islam araplık olmasaydı sen şu anda hala türk geleneklerini uygulayan, fiziken olmasa bile ruhen bunları seven birisi olurdun.
      Sizi anlamıyorum , anlayamıyorum. Dilimizi değiştirdiler , asimile
      edildik , adamlar orta asyada bir sürü Türk'ün kafasını kesti ve cihat dedi. Karısına kızına tecavüz etti . Evet doğru Türk'ler katledildi hemde orta asyada araplar tarafından(emeviler tarafından).
      I. dünya savaşında dili arapça(Osmanlı Türkçesi) olan TÜRK devletine karşı isyan ettiler ve hür olan araplar türk'lere karşı İngilizlerin yanında yer alıp sırtlarından vurdu.Sen bunca olan şeylere inanmak istemiyor ve asimile olmak istiyorsan bizim elimizden gelen bir şey yok.
      esenlikler diyorum arap kardeş

      Sil
    2. O dönem, Arapçadan daha kolay diller vardı. Mesela Latince veya Yunanca örnek gösterilebilir. İslam Araplıktır. Eğer İslam Araplık olmasa şu an Türk gibi yaşar, Ramazan ve Kurban bayramları yerine Türk bayramlarını kutlardınız, Türkçenin yarısı Arapça ve Farsçadan oluşmazdı, kadınlar Arap gibi giyinmezdi...

      Sil
  7. Benim anlamadığım nasıl olurda öteki taraf "bilinmezlik" olarak kabul edilir. Tanrı insanlara neyin iyi neyin kötü olduğunu bildirmiyor mu? Bildiriyorsa iyiliğin ve kötülüğün bir karşılığı muhakkak olmalı ki insan ona göre kendisine bir hayat çizgisi seçsin. Bir de Bir madde de ise "cennet" ve "cehennem" kelimelerini Türkçe olmadığı için bu kelimelerin arkasındaki fikir Türkler tarafından düşünülüş değildir tarzı bir şey yazıyor.(madde 11) Şimdi aklıma takılan ilk kısımla bu kısmı birleştirince, madem "iyilik ve kötülük bu dünya için" ve "cennet ve cehennem var diyemeyiz" ise ölüm neden var? Cevaplardan anladığım üzere ölünce herhangi bir yere gidiş yok (cennet ve cehenmem gibi yani ödül ve ceza yok) o zaman neden ölüyoruz?
    bkz. Âli İmrân suresi 19. ayet

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geçmişte türklerdeki gök tengriciliğin yazılı kaynağı bulunmadığı için tam olarak açıklamakmümkün değildir....kesin olan tek tanrı inancı ve doğaya ve insanlara duyulan saygıdır.....yok olmayan hiçbir varlık yoktur.......inanışa göre yani ahiret inancı olmayanlarda burdaki yaşam insanın cenneti veya cehennemidir......ödülüde cezayıda burda çeker....islam inancında ise burası sadece insanların test edildikleri bir ortamdır yada sınavdır.....sınavdan aldığınız puanlara göre ya cennete gidip yaptığınız iyilikler ve sınavlar sonucunda rahat ediceksiniz,,,, yada yaptıklarınızın cezasını çekip üstünüzden kalkması için cehenneme......hapishane gibi düşünün hırsız girer cezasını çeker masumda dışarda istediğini yapar syg.

      Sil
  8. kısaca katıksız kafirliktir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudur. Size göre katıksız kafirliktir, bana göre ise islam katıksız arap kültürünün sapıklıklar için kılıftır. Sümer mitolojisinden sonraki mitolojilerin devamı, arap yarımadasının mitolojisiyle yoğrulmuş versiyondur. Tüm inançlarda, öğretilerde olduğu gibi en temiz, en ahlaklı, en iyi benim dinim geri kalan leş. Ama budist bile bir müslümandan çok daha ahlaklı, faziletli. Kafirlik diyerek aşağıladığını sandığın soyunun inancı, her dinde görülen ahlaklılıkla yoğrulan senin sapıklık boyutunu meşrulaştıran islam dininden daha temiz.

      Sil
    2. Kardeşim sizi buraya zorla mı getiriyorlar da "kafirlik" yazıyorsunuz? Size ne? Türk inanç sisteminin sorularını yanıtlamış kişi sadece. Size giren çıkan ne de eşşek gibi anırıyorsunuz.

      Sil
    3. belki kafirim kardesim yine seni ilgilendirmez

      Sil
  9. Canlar, bilimi inkâr eden hakikatten söz edemez. Gezegenimiz yaklaşık 5 milyar yaşında. Evrenimiz 13 milyar 800 milyon yaşında; öncesini bilmiyoruz. Doğa yaratıcı, ilginç. Öte yandan, erdemli yaşamaya özen gösteren insanlar gerek dinlerde gerekse dinler dışında olagelmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi önemli bir kazanım. Aynı gezegendeyiz; temel varsayımlar farklı olsa bile iyi niyetle yapıcı davranabiliriz; gezegenimizi tahripten kaçınıp daha olumlu yaşayabiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarık Bey, Başka görüşlere ve kişilere saygı duymayan bir toplum ve din sistemiyle bu düşünce imkansız. Orta Doğu Pislik içinde boğuluyor. Bunların hepsi islam ülkeleri. Hırsızlık, yolsuzluk, sapkınlık ve daha niceleri.
      Ahlak, vijdan, merhamet, saygı, dürüstlükten uzak bir toplumlar huzuru asla bulamaz.

      Sil
  10. İslam dinine mensup olana Arap diyorlar ben bir Müslümanım size soruyorum bizim bir olmamız gerek bunu Tengricilikte diyor İslamiyette ben karışmam sen ne yaparsan yap sizde karışmayın Müslüman olana ne yaparsa yapsın ayrıca Gök yüzü ne tanrı diyorlar uçsuz olduğu için fakat gökyüzü sonsuz değildir sonludur yani çelişmeler var bir daha siktir git arap diye bir Türke laf etmeyin iğrenç ve geri kafalı oluyorsunuz laiklik diyorsunuz Müslümanlığı istemiyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ağlamışsın dostum. Soruları cevaplayıp ortaya koyan kişi kaynak belirterek bilinmeyenleri yanıta kavuşturmuştur. Siz daha gelip burada ağlıyorsunuz. Sen hiç Islâmi forumlarda, Islâmı yere vurup Tengriciliği öven birisini gördün mü? Hayır. Neden Tengrici Türkiye bloğuna gelip nefret kusuyorsun. Köpeklik yapıp salya akıtacağına saygı duymayı öğren. Eğerli yönetici Islam ile ilgili yanlış bir cevap verdiyse kaynağınla gelip onu yanlış yaptığı hakkında uyaracaksın. Diyeceksin ki, bak kardeşim kaynağım şu burada fikrine katılmıyorum çünkü bu yanlıştır" diyerekten hasbihal edeceksin. Öyle "öööööğğgğ tengricileeeeoööğr kâfirsiz höoö haram " diye ağlamayacaksınız. Kişinin inancı kendisini bağlar.

      Sil
  11. Dedik: Tanrının sözüyle geldiysen
    Neden elinde kılıç var?
    Ruhum kurtuluşa erecekse,
    Neden cennetinde huzur ve bilgelik değil,
    Çayırlar, meyveler var?
    www.goktanri.org

    YanıtlaSil
  12. Yaşamın kendisi Tengridir, Tengri kutsaldır. Dogmatik ( kişi ile oluşan) bir din asla değildir. Tengri size bir vaat vermez. Vaat de dinlemez. Gerekli olan kavramlar yaşamın içersinde sana vermiştir. Kurumsal, şirket gibi çalışan bir dini inanç değildir. Türkler islamı benimsemez hiç bir zaman. Onun dini ve inancı içindeki,özdedir. Hayal ve gerçeğin karışımından oluşturmuştur. Burda ki hayaller, safsata olarak algılanmamalı. Hayaller göklerdedir. Evrende hayaller çoktur. Gerçeklerde vardır. Bunlar Tengrinindir. Asla karışmaz,düzen kurulmuştur. O başı ve sonu belli olmayandır. Hayaller bunlardır. Gerçekler ise ölümdür. Tengri bir kimseye yaptırım uygular. Gerçek hayatta yapar bunu. Bunu yaparak düzeni sağlar. Bilime ve doğaya bakar. Doğadan alır bilimini. Insanı kısıtlamaz özür bırakır. Ki içindeki Tengrinindir ki öze ulaşsın. Kendini bulsun. Hayatını bu yüzden anlamlı ve hür yaşasın. Tengri Insanı olduğu gibi yaratmıştır. Ne eksik ne fazla. Cinsel organları tam ve kusursuzdur. Gözleri iki tanedir ve kusursuzdur. Tırnakları şaşmaz bir oranda uzar. Başka diyarlara da canlı varlıklar vermiştir. Onları da kendi özelliklerine göre kusursuz ve tam yaratmıştır. Başka diyarlara gidip gelebilmek için. Kusursuz akil vermiş ve kullansın demiştir. Tengri vahiycilikle ilgilenmez. Tengri çok canlılı ve hayvanlı dünyaların kurucusudur. Kullanasınız diye sizlere akıl vermiştir. Mantık vermiştir . Göz vermiş kulak vermiş,ayak vermiş, el vermiştir. Kullanıp kullanmamayı size bırakmıştır. Daha ne yapsın dimi...

    YanıtlaSil
  13. Dünyanın en güzel dini. Türkü Türklüye bağlayın din. Tabi Şamanizm ve Animizmde güzel amma Gök Tengri bir başka güzel. Biz tek Tanrıya inananda araplar yahudiler avrupalılar nerdeydi butamı tapıyolardı evet peki biz neden sonradan onların yeni dinlerine geçtik işte yalnışımız bu.

    YanıtlaSil
  14. Sempatiyle yaklaştığım Tengricilik'e bu yazıdan sonra soğudum çok mantıksız geldi teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Yorumlara Arap olduklarını kabullenemeyen Müslümanlar doluşmuş.

    YanıtlaSil
  16. Tıbbi durumum kalp kırıklığıydı çünkü adet kramplarına, adet öncesi şişkinliğe, alt karın basıncına ve bu da adetlerin ağırlaşmasına neden oluyordu. Tedavi amacıyla doktorum tarafından farklı ilaçlara maruz kaldım. Birçok doktora gitmeme rağmen sağlığım iyiye gitmiyordu çünkü onların söyleyebildiği ve önerdiği tek şey ameliyattı. Vazgeçmenin eşiğindeyken en azından bir tedavi bulmak için internete girdim. Ama bunun yerine bir tedavi buldum. İnternette Fibroid hastası bir kadının ifadesini okudum. Kendisine şifalı bitkiler ve temizlik sağlayan Dr Ilekhojie'nin e-posta adresini paylaştı. Uzun lafın kısası, 3 haftadır şifalı bitkiler kullanıyorum ve çok şükür 2 hafta sonra aile doktorumun da onayladığı gibi miyomum küçülmeye başladı. Keşke bunun sonu olduğunu söyleyebilseydim ve Dr Ilekhojie'nin bana bir hafta daha biteceğini söylediği gibi hala şifalı bitkileri kullanıyorum. Miyom konusunda yardım için özellikle Dr. Ilekhojie'nin bitkisel ilacını deneyin. İlgileniyorsanız Telegram veya Whatsapp +2348147400259 veya gethelp05@gmail.com adresine e-posta göndererek onunla iletişime geçin.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.