Tengricilik'te Ruh



RUH

              İnsan birey olarak bir ruha sahip olduğu gibi, aynı zamanda ailesinin, boyunun ve ulusunun ortak ruhuna da bağlıdır. Din de bu ortak ruhun kendi tabiatından çıkmaktadır ve birey; bağlı olduğu ulusun ortak ruhunun, iç hayatının bir yansımasıdır. 

             İnanç sistemi, her ulusun Tanrı inancı ile ilgili kendi yarattığı bir tarzdır; kendini yansıtır. Bu nedenle de başkasınınkine benzememelidir.

Tın (Ruh) Nedir?
Tengricilik’i anlamaya başlarken, zihnimizde beliren sorulardan birisi de, bahsedilen bu ‘ruhun’ ne olduğuna yöneliktir.
Hatırlayalım, bütün varlıklar Tengri’den türedi ve bu yüzden bütün varlık aleminin bir ruhu olduğuna inanmaktayız. İnsanların, dağların, ağaçların, kömür madeninin, kabloların ve görüp-görmediğiniz bütün varlıkların bir ruhu vardır. Çünkü bütün varlıklar Tengri’den olmadır.
Tengri’den evren oluştu, evrenden doğa, doğadan da insan. O halde yeryüzündeki yaşam evren kökenli olup Tengri’nin doğa ve insan bilinci üzerindeki etkisiyle ilgilidir. Bize malum olan yaşam formları göksel ve yersel enerjilerin, diğer bir ifade ile bir eril (+) ve bir dişil (-) prensibin karşılıklı etkileşim süreci neticesinde oluşmakta ve gelişmektedir.
En açık ifade ile, ruh dediğimiz varlık göksel enerjilerin ışınların varlık üzerindeki etkisi ile meydana gelmiştir. Gökten gelen bu ruh enerjisine Altay’da ‘ışın iyeleri’ denir. Doğurganlık ile özdeşleştiği için yeryüzündeki enerjiye dişil, gökten gelen enerjiye ise eril denmiştir. Eril ışın iyeleri, yersel dişil enerji ile etkileşime girmesi neticesinde varlıkların ruhları – canları oluşmaktadır.

İnsan, hayvan, mikroorganizmalar, bitkiler diri ruhlardır. Cansız varlıklar ise aslında canlı olmaya aday varlıklardır ve bu halleriyle canlılığı desteklerler. Canlı ve cansız alem de böylece özde bir birlik teşkil eder.


Tın’ı yani doğanın ruhlarını anlamak özünde bu kadar karmaşık değildir. Günümüzde bilimsel olarak henüz tamamen keşfedilmemiş olsa da, bahsedilen ruh; ışın iyelerinden yani ‘enerji’den oluşmaktadır.
Doğada beş türlü yersel (-) ve göksel (-) Işın Enerjisi vardır:
Işın
Rengi
Bilimsel Adı
İlbi - İlbisin
Ak
Alfa
Albı - Albısın
Kara
Beta
Celbi - Celbisin
Sarı
Gama
Çıdu - Çıdırman
Mavi (Gök)
Delta
Kökşun Çok
Mor
Ultraviole

Işın İyelerinin Anlamları
Ak İlbi (Alfa): Yaşamı oluşturan, iyilik enerjileri.
Kara Albı (Beta): Negatif enerjiler. Tehlike ve kötülük enerjileri.
Sarı Celbi (Gama): Değişken (solunkay) enerjiler, duruma göre değişirler. İyiliğe de kötülüğe e vesile olabilirler.
Kök Çıdu (Delta): Onaylayan veya güçlendiren gök enerjiler. Adı geçen enerjilerin gücüne güç katar.

Ösküreyçi Kökşun Çok (Ultraviole Işın): Yerden ve gökten gelen enerjileri / ışınları birleştirerek güçlendiren, gelişken mor enerjiler. Güçlendirici-katalizatör işlevi görürler.

Doğanın Ruhunu Anlamak

Bahsedilen doğanın ruhları; göksel ve yersel enerjiler modern dünyanın insanına yabancı gelebilir. Doğadan kopmayan her insanda bu doğa güçlerini, enerjileri sezme yeteneği bulunmaktadır.
Doğada, enerjisi yüksek mekanları algılayacak donanıma sahibiz. Fakat modern yaşam gitgide bu yeteneğimizi köreltmektedir. Bu da bizlerin doğa ile olan bağının kopmasına, kopuştan dolayı yükselen stresin, insanlar arası ilişkileri dumura uğratmasına ve böylece toplumda psikolojik bozuklukların hat safhaya ulaşmasına yol açmaktadır.
Kişinin ruh hali de bu enerjiler, ışın iyeleri ile olan ilişkisi neticesinde değişkenlik göstermektedir. Öyle mekanlar vardır ki, girdiğiniz anda yüreğiniz daralır ve boğuluyor gibi olursunuz. Veya öyle bir yer keşfedersiniz ki içiniz kıpır kıpır olur ve enerjiniz yükselir. Bizler gözle göremediğimiz bu doğa güçlerinin etkisini bedenimizde hissederiz. Özellikle çocuklar yersel ve göksel enerjileri daha net algılar ve içlerinde hissederler.

1 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.