Özü Sakınmak: Tengrici Türk Meditasyonu

Özü Sakınmak: Tengrici Türk Meditasyonu



Öncelikle: Meditasyon Nedir?

TDK'nın 'dalınç' sözünü karşılık olarak gösterdiği meditasyon, tasavvufta da 'tefekkür' olarak bilinen bir çeşit kendinden uzaklaşıp düşünceye dalma eylemidir.

Türk Dil Kurumu meditasyonun açıklamasını şöyle yapıyor:


"1. Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma. 2. Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme."

İnsanın zihnini beslemesi için meditasyona ihtiyacı vardır. Düşünceleri duru hale getirmek, 'şu an'ın, içinde bulunulan zamanın farkına varmak, karşılaşılan problemleri daha dingin bir kafayla ele alabilmek için bu sessiz bekleyişe geçmek faydalı olur.

En azından günde 10-15 dakika, yukarıda tanımı yapılan şekilde meditasyon halinde olmak; insanın ruh sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.

Özellikle Asya felsefelerinde (Hint, Çin, Japon vs.) meditasyon çok önemli bir yere sahiptir. Meditasyon halini geliştirerek ruhsal bir aydınlanma geçirileceğine inanılır. Dolayısıyla bu felsefelerde meditasyon, ilahi-dini bir boyut da kazanmıştır.

Ancak sadece Asya'da değil; Hrıstiyanlık'ta ve İslam'da da meditasyon görülür. Namaz da bir çeşit tefekkür halidir. Kişi günlük hayattan sıyrılır ve kendi ile başbaşa kalır. Düşüncelerin berraklaşması ve bir rahatlamanın gerçekleşmesi beklenir.


Peki Tengricilik'te Meditasyon var mıdır?

Tengricilik, ne Asya dinleri ne de Semitik dinler kadar kurumsal bir din değildir, olmamıştır. Bu yüzden Tengri inancının değişmez bir doktrini bulunmaz. Elimizde Tengri inancını anlatan ne bir kutsal metin, ne de kayıt vardır. 

Fakat, eski Türk yazıtları Tengri inancı hakkında bize bilgi sunmaktadır.

Orhun Yazıtlarını, özellikle Kül Tigin Yazıtını okuduğum vakit, Türkler'de de meditasyon kültürünün olduğunu keşfettim. Şu dizeleri gelin birlikte inceleyelim:

"İnim Kül Tigin kergek boldı. Özüm sakındım.
Körür közüm körmez teg, bilir biligim bilmez teg boldı. Özüm sakındım.
Öd Tengri yasar. Kişi oglı köp ölgeli törümiş."

"Küçük kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim düşünceye daldım.1 Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. Kendim düşünceye daldım. Zaman Tanrısı yasa koymuş. İnsan oğlu hep ölmek için türemiş."

Kilit kavram: Özü sakınmak.

Bilge Kağan, küçük kardeşi Kül Tigin'in ölümünden çok etkilenmiş - bu muhakkak. Kardeşinin yeryüzünden uçuşu, Bilge Kağan'ı derin düşüncelere sevk etmiş. Karşılaştığı bu büyük olay sonunda, özünü sakınmış. 

Öz: kendimizdir. Sakınmayı, günümüz Türkçesindeki anlamıyla ele alacak olursak ortaya çok derin anlamı olan bir kavram ortaya çıkacaktır: Özü sakınmak. Yani kişinin, kendisini çevresinden sakınması-ayırması; yalnızca kendi özüne yönelmesi demektir.

Kişinin dış dünyaya en az düzeyde tepki verip kendi içine yönelmesine yukarıda meditasyon demiştik. O halde ben, meditasyonun Türkçe karşılığı olarak önerilen 'dalınç' sözü yerine daha anlamlı ve kökü bizden olan 'özü sakınmak' kavramını öneriyorum.

Dikkatinizi çekmek isterim.

Bilge Kağan özünü sakındığını bildirdikten sonra, şu 'bilgece' cümleyi kuruyor: "Zaman Tanrısı yasa koymuş, insanoğlu hep ölmek için türemiş."

Çok bariz bir çıkarımda bulunabiliriz. Bilge Kağan özünü sakındığı vakit yani tasavvufta 'tefekkür' halinde diyebileceğimiz halde olduğu zamanlar gerçekten beynini çok etkin bir şekilde kullanmış. İçine yönelmiş ve kendi özündeki Tanrı gücü ile buluşmuş. Düşünceleri berraklaşmış ve kısa ama öz bir sonuca ulaşmış. Zaman; Tanrı'nındır. Biz insanlar ise ölümlü olarak kurgulanmış varlıklarız.

Ruhani deneyim yaşamak için Tengri inancında bu güne kadar bildiğimiz temel unsurlar şunlardı:

* Törenler, toylar: müzik ve dans ile esremek. (kendinden geçmek)
* Doğada, iyi güçlerin yüksek olduğu yerlerde olmak. (Genelde böyle yerlerde ziyaretler olur.) Bu kutsal yerlerde tören yapmak.
* Ataların mezarlarını ziyaret etmek. Onlar için alkış yapmak.

Aslında Tengrici gelenekte bu üçünden başka daha farklı uygulamalar da vardık. Fakat bu üçü en ortak görünendir.

Bilge Kağan'ın sözlerinden hareketle, ben Tengricilere ve bütün insanlığa 'özü sakınmayı' öneriyorum. Sessiz bir köşede Türk usulü bağdaş kurarak, öze dönmek, Bilge Kağan'ın yaptığı gibi meditasyon yapmak bizlerin ruhani-dinsel ihtiyacını doyuracak ve yaşama olan bakış açımızı düzenleyecektir.

U.R.S.











16 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esenlikler. Panenteizm ile Tengricilik arasında çok ciddi benzerlikler vardır. Bu anlamda kurduğunuz benzerlik oldukça isabetlidir. Ancak Tengricilik'te aynı anda birçok felsefenin izini görmek mümkün. Bu yüzden henüz sağlıklı bir sınıflandırma yapamıyoruz. Buna rağmen, evet; Tengricilik bir nevi panenteistik inançtır diyebiliriz.

      Sil
    2. Teşekkürler cevabınız için :)

      Sil
  2. İzninizle bişey sorucağım bi şarkı dinliyorum ve küfürlü sözler geçiyor ayrıca "rapin tanrısı geri döndü" diye bir söz var ben bu tarz müzikleri çok severim ama tanrı beni cezalandırır veya benden koparsa ? Böyle bişey olurmu VE BÜYÜK Bİ KÖTÜLÜK YAPSAM bu ne gibi etki eder hayatıma veya öldüğümde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yönetici kadar olmasa da biraz takıldım sitede ve tengri cezalandırmıyor öğrendiğim kadarı ile bağ konusunda gelince biraz düşününce bağın zayıflayacağı lakin kopamayacağını düşündüm çünkü eğer tanrı dan geliyorsa kişi nasıl bağ kopabilir ki? Sadece zayıflar.Eksikleirm olabilir özür dilerim bunun için

      Sil
    2. Bu bağ asla zayıflamaz zaten şarkı sözü vs. Şeylerin bir önemi yok. Nasıl ki tengri senin neye inandığına, neye teptığına bakmayacaksa buna da bakmaz çünkü bunlar tengriyi etkilemez

      Sil
    3. Tengricilikte gördüğüm tek cezalandırma "eden bulur" şeklinde, özellikle de doğaya karşı.

      Eğer doğaya saygı duymazsan, onunla uyumlu barışık yaşamazsan, ona zarar verici şeyler yaparsan gün gelir ya senin ya da gelecekteki türünün başına dert açar :-). Bunun dışında dogmatik bir anlayış yok. Yani Tengricilikte öz önemli. Rekabeti yapan, dogmatik ve genelde şekilsel kurallar koyan dinler genellikle İbrahimi dinler oluyor.

      Sil
  3. 2 aydır yazı gelmiyor yeni yazı gelmeyecek mi

    YanıtlaSil
  4. Facebook, İnstagram, twitter gibi terlerde hergangi bir hesabınız varmı aklıma takılan soruları sorabilmem için? Ayrıca dedem vefad etmişti onu ziyarete gidicez tengricilikte mezar başında dua okumak gibi birşey varmı ne yapmam gerekiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soracağınız soruları buraya yazarsanız seve seve cevaplarım Mezar başında dua etme geleneği zaten Tengricilikten gelen bir gelenektir. Eğer bir şey istiyorsanız bunu isyemeniz gereken en önemli yer atalarınızdır.(ölenler) yani eğer dedenizin mezarına gidecek iseniz isteklerinizi isteyebilir atalarınızdan manevi destek alabilirsiniz

      Sil
    2. Ayrıca dedenizin mezar taşına mum dikip çaput bağlayabilirsiniz

      Sil
    3. Soracağınız soruları isterseniz doruk_399@hotmail.com e posta adresine gönderebilirsiniz

      Sil
  5. Çok değerli bir saptama, teşekkürler. Bu arada sa- kökü düşünmek anlamına da geliyormuş, sak- uyanık, bilinçli, düşünceli anlamlarında. Sa bilincin doğasına dair anahtar bir kök olsa gerek çünkü san, sağ, say, sav, sar, saç gibi sözcüklerin de kökü.

    YanıtlaSil
  6. The meditation in the Tantric Vajrayana Buddhism is the first way for spiritual knowledgement, thought the personal experience.

    YanıtlaSil
  7. If you want to learn Tantric Vajrayana Buddhism, for to found this old teaching system you need a illuminated gurú. Probably near your city, there were a Tantric Vajrayana Buddhist Center. If you want, you can go and answer your enquiries in the center. I am sure you Will learn a lot.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.