Nardugan Bayramı Nedir? (Türk Tengrici Yılbaşı)
Nardugan Bayramı Nedir? (Türk Tengrici Yılbaşı)
ÖZET
Altay medeniyet bölgesinde doğup Avrasya’da olgunlaşan Türk kültürü,
tarih boyunca bünyesinde çok çeşitli bayramlar ve törenler barındırmıştır.
Fakat özellikle 20. Yüzyılda devlet politikasının ve iletişim araçlarının
etkisiyle birlikte geniş kitlelere etki eden Batı medeniyeti, Türkiye’deki
miladi yılbaşı kutlamalarının kökü olma konumunda görülmektedir. Son yıllarda
Türkiye’de yaşanan toplumsal gelişmeler ve sosyal medya araçlarında paylaşılan
çeşitli bilgiler, yılbaşı kutlamalarının ulusumuzca sorgulanmasına neden olmuştur.
Türklerin bir kısmı yılbaşı kutlamalarını basitçe ‘miladi yeni yılı karşılama’
olarak görürken, daha muhafazakâr olanları bu Avrupai bayrama karşı çıkıyor
görünmektedir. Bu konuda ortaya atılan görüşlerden en ilginç olanıysa,
özellikle sosyal medyada kendisine yayılma alanı bulan, ‘Ayaz Ata’ mitolojik
karakteri ile popülerlik kazanan ve de Türklerin yılbaşı bayramı olarak öne
sürülen ‘Nardugan Bayramı’dır. Peki, Nardugan Bayramı nedir? Nardugan Bayramı
bir Türk bayramı mıdır? Bugün bu bayramı kutlayan Türk halkları var mıdır? Bu
makalede elimden geldiğince belirttiğim soruların yanıtlarını arayacağım.
Anahtar Kelimeler; Nardugan Bayramı, Türk, Tengricilik, Türkler Yılbaşı, Nardugan Nedir?
Kelimenin kökeni kesin bir şekilde
bilinmemekle beraber, ‘Nardugan’- ‘Gündoğan’ şeklinde Türkçe’ye çevrilebilir.
‘Narn’ (нарн) Moğolca’da ‘güneş’ anlamına gelmekte olup ‘dugan’ Türkçe’deki
‘doğmak’ fiili ile açıklanabilir. Arapça ‘ateş’ anlamına gelen ‘nar’ sözcüğünü,
konumuz olan bayramın etimolojik kökü olarak düşünmek, oldukça zorlama
olacaktır. Çünkü Altay Türklerinde bu bayram ‘Kün Canırgan’ (Gün Yanırgan) adı
ile kutlanmaktadır.1 Görüldüğü üzere, ‘Nardugan’ kelimesindeki ‘nar’
ifadesinin Moğolca ‘güneş’ anlamına gelen ‘narn’ kelimesi olma ihtimali çok daha
kuvvetlidir. Son yıllarda yılbaşının yaklaşmasına doğru belirgin bir şekilde Türk kamuoyunda ‘Nardugan’ şeklinde geçen bu bayram, birçok Türk halkınca çeşitli
şekillerde adlandırılmıştır. Bu bayramın Türkiye’de ‘Nardugan’ şeklinde
gündemde olması bile, Türkiye Türklerinin bu bayram ile çok yakın tarihte
tanıştığını ispatlar niteliktedir. Zira bu bayram Türkiye Türklerince öteden
beri biliniyor olsaydı, Oğuz şive özelliklerine uygun olacak şekilde ‘Nardoğan’
diye anılırdı. Tatarlar, Başkurtlar ve Udmurtlar bu bayrama ‘Nardugan’ derler.2
Altay Türklerinde bu bayrama ‘Kün Canırgan’ denirken, Saka Yakut Türklerinde
‘Tankha’ olarak bilinir.3
Nardugan Bayramı, Türk halklarınca
farklı günlerde kutlandığı gibi; kutlama ritüelleri de farklılık göstermektedir.
Sanıldığı gibi bu bayramın kutlanmasında ay döngüsü veya ayın hareketleri
dikkate alınmaz. Bayram, güneş takvimi esasına göre kutlanır. Nardugan; Tatar,
Başkurt ve Çuvaşlarda genellikle şu şekilde kutlanır: Festival güneşin ‘doğumu’
ile başlar. Yani kuzey yarımkürede 21 Aralık tarihinde en kısa günün
yaşanmasından sonra, artık gündüzler giderek uzamaya başlar. Bu doğa olayını
Türkler ‘güneşin yeniden doğuşu’ olarak nitelemektedirler. Tatar, Başkurt ve
Çuvaş Türklerinde de bu bayram yaklaşık iki veya üç hafta sürebilmektedir (21
Aralık – 7 Ocak). Bu Türk halkları bayram boyunca çeşitli yöresel kıyafetler
giyer ve maskeler takarlar. Özellikle çocuklar, tanınmamak için taktıkları
maskelerle ev ev dolaşıp ev sahiplerinden yiyecek isterler. Tatar çocukları
‘alkış’ denilen ve ev halkına iyi dilekler dileyen hayır dualarını yüksek sesle
okuyarak dans ederler.6 Mişer Tatarları da bu bayramı coşku ile
kutlarlar. Nardugan Bayramı için özel olarak bestelenmiş şarkıları ve dansları
vardır. Ayrıca halk, Nardugan akşamını birlikte ve çok kişinin katıldığı kutlamalarla
geçirir.7
Tatar, Çuvaş ve Başkurt Türklerinin aksine; Saha Yakut ve Altay Türklerinde ‘Nardugan’ daha sakin ve adeta huşu halinde geçirilen bir bayramdır. Örneğin Saha Yakut Türklerince ‘Taŋkha’ adıyla kutlanan bu bayramda ‘geleceği görme ayini’ görülmektedir. Tengricilik inancına göre gün-yıl döngüsü zamanlarında evren ile dünya arasında bir kapı açılmaktadır. Dünyanın ‘üstteki güçlerle’ iletişim yolları işler hale gelmektedir. Saha Yakut Türklerince, bu günlerden birisi de, en kısa gündüzün yaşandığı Taŋkha günüdür. Geleceği görme adına ayin yaparak, Saha Yakut Türkleri bu günü, sessiz bir şekilde evlerinde geçirirler. 8 Aynı şekilde, Altay Türklerince ‘Güneşi Karşılama Bayramı’ olarak da bilinen bu bayram ‘ailevi bir bayram’ diye nitelendirilir. Günümüz küresel yılbaşı kutlamaları gibi, bol eğlenceli ve coşkulu bir bayram değildir. Altay’da Nardugan (Kün Canırgan) Bayramında Gök Tanrıya, yer ruhlarına ve ev hayvanlarına dua edilir, onlar yüceltilir ve onlara teşekkür edilir. Bu sayılan kutlu varlıklara edilen iyi dualara da ‘alkış’ denmektedir. Günümüz yılbaşı kutlamalarında karşımıza çıkan ‘çam ağacı süsleme’ geleneği, Altay’da da şu şekilde görülmektedir: Yılbaşında Güneş’e karşı bir köknar ağacı dikilir. Dikilen ağacın etrafında güneşin tersi yönde yedi kez hep beraber dönülür. Ağacın etrafında, Güneş’e karşı hep birlikte yedi kere dönmekteki amaç, Türk mitolojisinde yeraltı tanrısı olarak bilinen Erlik Han’a ulaşmaktır. Nitekim yeraltı yedi kat olarak tasvir edilir. Sembolik olarak ağacın etrafında yedi kez dönerken, Erlik için de alkış yapılır. Etrafında dönülen köknar ağacı ise değişik şekerleme ve yiyeceklerle süslenir. Altaylı Akay Kine, yılbaşında ağaç dikme adetinin Türklerden Hristiyanlara geçtiğini savunur.
Altay Türkleri de, yukarıda belirtilen
yılbaşı ritüelini gerçekleştirirken maske takarlar ve de birbirlerine gerçek
isimleri ile hitap etmezler, bunun yerine göbek adları ile seslenirler. Zira
inanışa göre Erlik Han ve onun elçileri olan yeraltı ruhları, ritüeli gerçekleştireni
tanıyacak olursa, kişiyi yeraltına götürür. 9
Çura köyündeki Hıristiyan Kreşin Tatarları
ise 19 Ocak’ta kutladıkları Nardugan Bayramına özel şu ritüeli gerçekleştirmektedirler:
İzgi Çeşme (Kutsal Çeşme) dedikleri bir çeşmeden her aile bir miktar su alır.
Bu suyun kutsal olduğuna ve bozulmadığına inanılır ve yıl boyu evde saklanır.
Bu su eğer başka sulara karışırsa, onlara da kutsallık verir diye bilinir.
Hatta İzgi Çeşmeden alınan bu özel su hasta insanların ve hayvanların
tedavisinde de kullanılmaktadır.10
SONUÇ
Türkiye Türklerince son dönemlerde
sosyal medyanın yardımıyla tanınırlığa ulaşan Nardugan Bayramı, Türk Dünyasında
bugün etkin bir şekilde kutlanan bayramlardandır. Ancak bu bayram, Türk halklarınca
farklı günlerde kutlandığı gibi, kutlama ritüelleri de oldukça farklılık
göstermektedir. Nitekim Kazan Tatarları, Kreşin Tatarları, Çuvaşlar ve Başkurtlar
bu günü daha coşkulu bir şekilde ve birlikte şarkılar söyleyip dans ederek
kutlarlarken; Saha Yakut Türkleri ve Altay Türkleri daha sakin ve dini bir atmosferde
kutlamaktadırlar. Yine de kutlamalardaki ortak yönler ilgi çekicidir. Örneğin
Altay Türklerinde, bir çeşit tabu şeklinde bulunan, Nardugan gününde kişinin maske
ile yüzünü saklaması geleneği; Tatar, Başkurt ve Çuvaşlarda da görülmektedir.
Ancak Tatar, Başkurt ve Çuvaş Türkleri bu uygulamayı dini bir boyuttan öte
eğlenme amacıyla yapıyor görünmektedir. Muazzez İlmiye Çığ’ın, ‘Noel Türk Bayramıdır’
iddiasını11 Altay Türklerinden kam (şaman) olan Akay Kine de
desteklemektedir. Altay Türklerindeki ağaç süsleme geleneği ve bayramın ‘güneşi
karşılama’ biçiminde gelişmesi; bugün de yapılan çam süsleme gibi yılbaşı
ritüellerinin, Türk inancı olan Tengricilik’ten kökünü almış olabileceği ihtimalini
akla getirmektedir. Fakat bu iddiaya sağlam temel oluşturacak kaynaklardan
henüz söz etmek mümkün değildir. Nitekim Saha Yakut Türklerinden olan Ludmila Egorova,
Taŋkha adıyla kutladıkları Nardugan Bayramını, bugün Hz. İsa’nın doğumuyla ilişkilendirdiklerini
söylemektedir. Bugün Saha Yakut Türklerinin önemli bir bölümü Hıristiyandır.
Ancak Egorova, bugün Hz. İsa ile ilişkilendirilmiş olsa da ‘Taŋkha’ sözünün
Yakut Türkçesine ait olmasından ve Tengricilik’te gündönümlerinin önem arz
etmesinden yola çıkarak, Taŋkha’nın Türk geleneği olduğunu ileri sürmektedir.12
Sonuç olarak bu bayram Türk Dünyasında
çeşitli halklar tarafından farklı adlar, gelenekler ve dönemlerde kutlanmaktadır.
Ancak yılbaşı kutlama geleneği Türklerden Hıristiyanlara geçmiştir şeklinde bir
çıkarımda bulunmak için yeterli veri bulunmamaktadır. Akay Kine’nin de belirttiği
gibi, Nardugan hakkında Türklerde yazılı belge neredeyse hiç bulunmamaktadır.
Eğer Nardugan, Türklerden Hıristiyanlara geçmişse ne zaman, ne şekilde geçmiş
olabilir? Bu konuda daha fazla bilgi toplamaya ihtiyaç vardır.
KAYNAKÇA
1 Yücekal Arpacı, Günnur,
Gök-Tanrı İnancının Bilinmeyenleri, Çatı Kitapları, İstanbul 2012, s.144.
2 http://www.calend.ru/holidays/0/0/1171/
(Rusça)
3 Egorova, Ludmila, ‘Töre
Bilgileri’, s.11.
4 Arık, Durmuş (2008), Tatar
Türkleri Arasındaki Hıristiyanlar: Kreşinler, AÜİFD XLIX, sayı II, s. 57-75.
5 Aynı yerde, s. 72.
6 http://dic.academic.ru/dic.nsf/ruwiki/662947
7 Ahmetova LA ve Nurgayanova NK,
Realization of Cultural Potential of Traditional Music of Kryashen Tatars,
Global Media Journal, no. S3:05, 2016, s 1.
8 Egorova, a.g.e., s.11.
9 Yücekal Arpacı, a.g.e.,
ss.145-147.
10 Arık, a.g.e., s.74.
11 http://www.hurriyet.com.tr/noel-kutlamasi-
turklerden-mi-yayildi-yoksa-bu-milli-mit- yaratma-girisimi-mi-13312013 (27
Aralık 2009)
12 Egorova, a.g.e., s.11.
YÜCE TENGRİ HEPİMİZİ KUTSASIN. OĞUZ KAĞAN'IN GÖLGESİNDE DİRİLTSİN
YanıtlaSil