Türk Kültüründe Şamanlık
Türk Kültüründe Şamanlık
Türk inanç sistemine felsefi anlamda eşlik eden Kamlık (Şamanlık) aynı zamanda uygulamalar örüntüsünü de meydana getirmiştir.
Elbette eski Türk inanç sistemi yalnızca şamanlıktan ibaret değildi; fakat kam, şaman denilen üstün yetenekli bu kişilerin esrime yoluyla verdikleri bilgiler inancın, felsefenin, mitolojinin şekillenmesini sağlıyordu.
Şaman dünya görüşünün en karakteristik özelliklerinden birisi doğayla toplumun birbirinden ayrılmaması, bir bütünlük oluşturmasıdır. Bu nedenledir ki Şamanlığı bütünüyle "doğa dini" diye adlandırmak mümkündür Şamanlığın felsefesi de doğa olaylarına ve doğa üstü varlıklara bağlanmaktadır.
Şaman felsefesine göre evrenle dünyamız, makro-kozmos ile mikro-kozmos arasında ebedi, ezeli bir denge vardır. Bu dengenin bozulması felakete neden olur. Bütün gizli bilimlerle, deneyimlerle donatılmış Şamanın başlıca görevi bu dengeyi ve düzeni korumaktır.
Şaman bir fert gibi doğa ile toplum, maddiyat ile maneviyat, gerçek alemle öteki dünya, toplumla ruhlar arasında bir aracıdır. O, kozmik bilgileri yaşatan ve bunu insanlara ileten kişidir. O, bakan değil; gören kişidir.
Şaman, yalnızlığın gücünün büyük olduğunu anlamış, bu nedenle de toplumdan uzaklaşmıştır. Şamanlar gerçekten de genellikle toplumun sık yaşadığı yerlerde değil, toplumdan dışarıda, tenha yerlerde yaşamayı denemiş kişilerdir.
Nitekim şaman, toplumun içinde olsa da yalnızdır.
Şaman, öteki dünya olarak betimlenen ruhların veya gözle görülmeyen varlıkların dilini bilen, dolayısıyla iletişim sağlamak için tercümanlık yapan ve bin yıllarca biriken ve zamanla unutulmaya yüz tutan kozmik hafızada saklı olan gizli bilgileri topluma üstü kapalı simgelerle götüren Şamanlık sisteminin bir temsilcisidir. O halde Şaman:
1- Öteki dünyanın bu dünyadaki temsilcisi, unutulan gizli bilgilerin kaynağıdır,
2- Kutsal bilgileri veya karşılıklı istekleri (ruhların insanlardan, insanların da ruhlardan istediklerini) ileten arabulucudur.
Demek ki Şamanın esas işlevi görmek -> anlamak -> iletmektir.
Bu üçlü işlevi gerçekleştiren Kam (şaman) Türk toplumunun özel statüye sahip bireyidir. Ayrıca Şaman yalnız toplumun beden sağlığından değil, aynı zamanda manevi dünyasından da sorumludur.
Türk kültüründe, bir Şamanın görevleri nelerdir?
1- Hastaları iyileştirmek,
2- Ölen adamın ruhunu öteki dünyaya götürmek,
3- Kısırlığı tedavi etmek,
4- Avın bol olmasını sağlamak,
5- Fal bakarak gelecekten haber vermek,
6- Evi kötü ruhlardan temizlemek,
7- Kurban sunmak (Kurban ritlerinin en önemlisi Bay Ülgen'e ve Erlik Han'a sunulan kurbanlardır.) gibi bazı dinsel törenleri icra etmek.
8- Mevsim ritüellerini düzenlemek,
9- Sığırlara ve atlara zarar veren ruhları kovmak,
10- Kayıp şeylerden haber vermek vs.
Bu saydığımız görevler, aslında Şamanlığın kendi içinde değerlendirilmesi gereken inançsal törenler barındırır. Oysa Tengrici törenlerin hepsinde bir Şaman bulunmaz.
Örneğin eskiden Gök Tanrı'ya ve atalar ruhuna sunulan kurban törenleri Şamanın yer almadığı dinsel uygulamalar içindedir.
Özellikle bazı Sovyet bilim adamları, Şamanlığı Türklerin orijinal dini olarak kabul ederler. Oysa Şamanlık Türk boylarının mitolojik inançları bağlamında bir yapılanma geçirmiş ve eski ergenliğe geçiş ritlerini kendi kuralları doğrultusunda adapte etmiştir. O halde Şamanlığı, inançları birleştiren ve sentez eden akılcı bir yaklaşım olarak değerlendirmek mantıklı olur.
Şamanlığın bir din olmadığını bize ispat eden diğer bir gerçeklik ise, İslam'ı kabul eden Türk toplumlarında bile eski kam uygulamalarının yaşatılması, eski inançların yeni din ile bir bütün oluşturabilmesi gösterilebilir.
Şamanlık ve Gök Tanrı İnancı
Günümüzde Şamanlığınbir din olmadığı, ancak dinsel ve toplumsal işlevleri olan pratik bir inanca dayalı, toplumsal talebe cevap veren ve dini öğretisi olmayan bir esrime sistemi olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda Şamanlar bireysel faaliyet gösterdikleri için, kahinler gibi dini kültleri gerçekleştiren ve yöneten bir sınıf oluşturmazlar.
Belli olan şudur ki Şamanlık, eski Türklerin dini olan Gök Tanrı inancından çok şeyi benimsemiş, adeta bu dinin dış yönünü belirleyen pratik icraat haline gelmiştir. Ancak Şamanlığı belirleyen üç alamet vardır:
1- Şamanlar kendi istekleri doğrultusunda başka bir şuur durumuna geçebilirler.
2- Bu durumda onlar kendilerini başka bir aleme seyahat eder gibi hissederler.
3- Bu seyahatten onlar bilgi ve güç almakla beraber, aynı zamanda kendi soydaşlarına yardım etmek için de yararlanırlar.
İslamiyet'ten önceki kültürün temel taşlarını oluşturan Şamanlık bir sitem gibi Türklerde, özellikle Altay-Sayan ve Sibirya Türklerinde yaygın olmuş ve daha çok gelişmiştir. Özellikle Sibirya olarak betimlenen bölgede Türk Şamanlığı ile beraber diğer Şamanlık olguları da mevcut olmuş ve zamanla bu sistemler arasında güçlü bir etkileşim yaşanmış, dominant unsurlar milliliğini koruyabilse de birçok elementler ortak bir yapı sergilemiştir.
Bir Şaman eğitimi nasıldır?
Nasıl Şaman Olunur konumuzda buna değinmiştik.
Öncelikle şaman adayı, geçiş süreci ile birlikte daha önceki statüsünden arındırılır. Yani aday, önceki toplumsal statüsündeki kurallar ve davranışlar sisteminden tümüyle kurtarılmak suretiyle yeni bir yaşama hazırlanmaktadır. Şamanın yeni bir statü kazanması ile ilgili geçit ritüelinde aday, pasif bir durum göstermektedir. Nitekim adayın istek ve arzusu, kişisel çabaları hiçe indirgenir, bütün süreç onun ettirgen değil edilgen olduğunu kanıtlamış olur. Yeni bir statüye geçit, zorla yaptırılmış gibi bir izlenim sergiler.
3 Aşama vardır:
1- Şamanın seçilmesi.
2- Adayın eğitimi ile bağlantılı yaşlı ve tecrübeli Şaman tarafından yapılan uygulamalar.
3- Şaman giysisinin yapılması ve davulun canlandırılması.
Bu aşamalar genel hatlarıyla hemen hemen Türk Şamanlığı'nın bütün coğrafi bölgelerinde görülmektedir. Bu söylenenleri dikkate almakla Türk Şaman metinlerinin vermiş olduğu bilgi doğrultusunda Şaman statüsüne geçiş ritinin aşağıdaki şekilde olduğunu tespit etmek mümkündür:
1- çağrı
2- hastalık
3- toplumdan kenarlaştırma
4- fiziksel sınav
5- zihinsel açılma
6- eğitim
7- yeni varlığa geçiş
8- topluma dönüş
Yararlanılan Kaynak: Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, Prof Dr. Fuzuli Bayat.
Hiç yorum yok: