Türk Milletinin Özgüveni
Türk Milletinin Özgüveni
* * *
Türk Milletinin başlıca iki değeri vardı ki; ikisi de bugün en çok darbe yediğimiz yumuşak karnımız olmuştur. Türklük ve İslamiyet.
Şu apaçık bir gerçek ki Türkler; İslamiyet'i de Türklüğe benzeterek öz obalarında, kendi gelenekleriyle harmanlayarak yaşıyorlardı. Tâ ki 'gerçek İslam'ı' Cumhuriyet sonrası yoğun ve sistemli dînî eğitimlerle öğrenene dek.
Bugün, bir Yörük ailesine misafir olduğunuzda ne demek istediğimi, şu ince detayı fark edip anlayabilirsiniz: Evdeki en yaşlı kadın, Türk gibi giyinmiştir, başındaki örtüden saçı da gözükür hatta ilerleyen yaşına rağmen saçını örmüş olduğunu fark edebilirsiniz.
Yaşlı ninemizin kızı; ki orta yaşlarda bir kadındır ve onun giyimi biraz daha farklılaşmıştır. Üzerinde yine geleneksel motiflerimiz vardır, fakat başörtüsü bağlayışı biraz daha farklılaşmıştır, saç teli gözükmesin diye bandana takmıştır.
Bir de evin genç kızları vardır ki; işte onlar, yaygınlaşan din eğitimine maruz kalmış olanlardır. Genellikle parlak renkte kumaşla ve 'deve hörgücü' diye de halk arasında bilinen tipte, 'türban' ile örtünmüştür. Türk kadınının baş bağlama tarzıyla neredeyse hiç alakası yoktur.
Bir Yörük ailesinde göreceğiniz üç kuşak kadın tipini size tarif ederek; İslami ve kültürel değişimi böylece anlatmayı yeterli görüyorum. İslamiyet konusuna ilerleyen günlerde tekrar döneceğiz.
Elbette giyim-kuşamdaki değişimimiz yalnızca kadınlar bazında ve İslami tabanda gelişmiyor; bir de Batı kültür emperyalizmi var ki, anlatsak destan olur.
Elbette giyim-kuşamdaki değişimimiz yalnızca kadınlar bazında ve İslami tabanda gelişmiyor; bir de Batı kültür emperyalizmi var ki, anlatsak destan olur.
* * *
Öte yandan öyle tuhaf tipler var ki; şu yazdığım yazıda 'İslamiyet' kavramını görür görmez, salyalar akıtarak saldırmaya namzettirler.
Kardeşim; felsefi ve dini sorgulamaların sonucu din değiştirebilirsin. Ya da kendi dünyanda, dilediğin gibi inancını yaşayabilirsin.
Bir dini eleştirebilirsin; her düşünceyi eleştirebilirsin.
Fakat bu denli kin ve nefret; neden?
Ne yazık ki bu güruh karşımıza, Türkçü, Tengrici gibi kimlikler adı altında çıkabildiği gibi; komünist, ateist vb. saflardan da bize el sallamaktadır.
Her türlü radikalleşmenin bedeli muhakkak ki toplumsal çatışmadır.
İslam karşıtlığının bu denli sivrileşmesinde, elbette günümüz Türkiye'sinde yükselen İslamcılık ve Osmanlıcılık'ın sert üslubunun etkisi büyüktür.
Ancak bunu gerekçe göstererek olguları açıklayamayız.
* * *
Hedef: Türk Milletinin Özgüveni ve Kimliği.
Bir tarafta açıkça Türk tarihini İslamiyet ile başlatan; Türklüğün bir milletler çorbası olduğu savunan, Kurtuluş Savaşının düzmece olduğunu iddia eden ve bu gibi nice zırvayı topluma kusanlar:
Diğer tarafta Türklerin kılıç zoruyla Müslüman olduğunu söyleyen, yüzyıllarca İslam'a inanmış atalarımızı aptal yerine koyan, günümüzde hala Müslüman olan milyonlarca Türk'ün vicdanına ve varlığına hakaret edenler vardır.
Bir değnek üzerindeki bu iki uç, bağışlayın fakat bokludur.
* * *
Kürtçü, İslamcı vs. diye nitelendirdiğimiz insanların Türklüğe verdikleri zarar, küçük çocukların bile anlayacağı kadar açıktır.
Bundandır ki bu yazıda onlara değil; Tengrici ve Türkçü olduğunu iddia edenlere odaklanacağım.
Çünkü Türk milletinin özgüvenine bazı Türkçü-Tengrici odaklar da belki bilerek, belki bilmeyerek ağır darbe indiriyorlar.
* * *
Geçtiğimiz günlerde yine bu blogta, Türklerin nasıl Müslüman olduğunu açıklamaya çalıştım.
Sadece Tengricilik'i anlatmayı kendine ülkü edinmiş olan facebook sayfamda, yine samimi Tengricilik araştırmacıları ile paylaştım yazımı.
Bizim sayfanın takipçisi doğal olarak düşüktür. Henüz Türkiye'de yoğun bir Tengrici nüfus olduğunu ya da Tengricilik'i araştıranların çokça bulunduğunu iddia etmek gerçeğe aykırı olur.
Bu yüzden takipçilerimin önemli bir kısmı, tahmin ettiğim üzere memnuniyetle karşıladılar, eksiklerimi de gayet kibar bir dille bana bildirip saygımı kazandılar. Çünkü aklıselim Tengriciler'i buluşturan bir yer burası.
Reklamımızı da yaptıktan sonra konuya geçelim:
Facebook'un gücü; Arap Baharı ile de kendini göstermişti. İnsanların örgütlenmesinde harika bir ortam zira.
Tengrici Türkiye sayfası, 2015 yılının Mart ayında kurulmuş. Sayfada yalnızca Tengricilik işlenmiştir. Bugün beğenen sayımız 4.000'e yaklaşmıştır.
Tengricilik ile ilgili bu kadar meraklı insan, Türkiye için umut verici.
Fakat o da ne; bir başka Tengrici sayfa; elli bin, yüz bin beğenilere değin ulaşmış!
Çoğu, bizim sayfa kurulduktan sonra kurulmuş ve buna rağmen bizim sayfanın beğeni sayısını hayli geçmişler.
Paylaşımlarını inceledim; Tengricilik adeta çorbaya atılan bir çimçik pul biber gibi kalmış sayfalarında!
İslamiyet'e, Müslüman Türklere; akla hayale gelmeyecek en adi küfürler havada uçuşuyor. Alenen bir ulusun yüzlerce yıllık kutsalı, ayaklar altında öfkeyle çiğneniyor.
İşte bu; felsefi sorgulamalar sonucu İslam'ı bırakmaktan farklı bir konudur. Bir milletin kimliği ve özgüveni saldırı altında demektir.
Bu ırkçı İslam düşmanlığı ise, ne yazık ki atalarımızın temiz inancı olan Tengricilik siper edilerek yapılıyor.
Ülkemizde Tengricilik'in gündeme gelmesi de yine ne yazık ki bu kötü niyetli olma ihtimali yüksek, nefret tellalı kişiler sayesindedir.
* * *
Atalarımız; 'Kılıç Müslümanı korkaklar' imiş.
Bu iddia, bahsettiğim Tengrici (!) sayfalarda şehvetle işleniyor; Türklerin çoluk çocuk uğradığı katliamların duygusal anlatıları; Kürtçü ve İslamcı ajitasyon sömürüsüyle yarışıyor.
Bir milletin özgüveni; iki koldan da işte böyle kemiriliyor. Düşünün:
1- Atalarınız İslam ile şereflenmiş, ondan önce 'şerefsizmiş' yani.
2- Atalarınız kılıç zoruyla Müslüman olmuş; yani onurunu, şerefini, haysiyetini korkakça bir yaşam uğruna ayak altına almış.
Bunları Türk gençlerine nasıl 'tarih' diye anlatırsınız?
Hele ki Türklerin dinlerini; kılıçtan korktukları için değiştirdiklerini anlatıp da ardından nasıl "Biz en üstün ırkız, biz en güçlüyüz, biz Türk'üz" diyebiliyorsunuz?
Yahu kılıç korkusuyla Türklüğünü satan adamdan ata mı olur?
Böyle bir şeyi yapan Türk'ün yükseltilecek hangi değeri kalmıştır?
Bu nasıl bir çelişki böyle? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Bir yandan atalarınızın korkak olduğu mesajını vereceksiniz, diğer yandan da Türkçülük yapacaksınız. Burada art niyet aramadan edemiyoruz!
Heyecanlı delikanlılarımız Türkçülüğe heveskarlar. Bunun farkına varmış olanlar da at izini it izine karıştırıp, işte böyle fabrika ayarlarımızla oynuyorlar.
Bu yüzden yaşanmış bir olayı da anlatarak takipçilerimizi uyarmak istiyorum;
Bundan birkaç yıl önce, facebook'ta çok kişi tarafından takip edilen 'Tengrici' bir sayfa var idi.
Bir sabah uyandık, facebook'tan bildirim gelmiş:
"Takip ettiğiniz Gök-Tanrı Tengri sayfası adını 'Ateist Türk' olarak değiştirdi."
Bugün bu 'ateist' kadrolar, Türkçü-Tengrici her kılıkta faaliyete devam ediyorlar. Uyanık olmamız gerekmektedir.
Elbette ki ateist olmak kötü bir şey değil; fakat bahsettiğimiz bu zümrenin derdi zaten 'ateizm' de değil.
Hedef, Türk milletinin özgüvenini ve öz saygısını kemirmek. Bu yolda her şey mübahtır!
Hedef, Türk milletinin özgüvenini ve öz saygısını kemirmek. Bu yolda her şey mübahtır!
15-09-2016
U.R.S
Ben belki iyi bir İslamı değilim,tenqriçiliyə fazla sahibi olduğumu da diyemem.amma şu bir hakikat ki Türk halkları şu inancın ikisi ilə də yaşadı.tarih yazdı.hiç birisinin aşağılanmasını
YanıtlaSilİstemem.