Tengricilik Bir Aydınlanma Hareketidir

Tengricilik Bir Aydınlanma Hareketidir

Gök Tanrı inancının Türk dünyasında son yıllarda yeniden dillenmesi; beraberinde yeni tartışmaları da getiriyor.

Gündemde yeterince yer bulmayan Tengri inancı; aslında geniş kitleler tarafından önemsenmiyor ve bu hareketin gücü henüz yeterince anlaşılmış değildir.

Özellikle baş eleştiri, "mağara devrine mi dönelim" şeklinde özetleyeceğimiz türdendir. Bu insanlara göre Tengricilik, "geri, iptidai" bir din ve kendisinden sonra gelen dinler tarafından kesin bir şekilde yalanlanmış bir inanç.

Birisine 'Tengriciyim' dediğiniz zaman; eğer Türk tarihi ve kültürü hakkında biraz bilgisi varsa, büyük ihtimalle sizin eline davul alıp dağ-tepede ayin yapan, büyücülükle uğraşan, 'tuhaf' kıyafetler giyen biri olduğunuzu düşünür.

İnsanlara Türklerin eski dini, bir şekilde 'ilkellik' olarak belletilmiştir.

Günlük hayatlarında gözleri kapalı yaptıkları bütün ilkel davranışlara ve düşünce numunelerine rağmen; bilimi öven ve gelişmeye açık olan Tengri inancını eleştirirler.

Halbuki bizler, özümüze dönme çılgınları; Türk kanını damıtma fantezileri kuran uçuk-kaçık kişiler değiliz. (genelimiz)

Ülkemizin kalkınması, ulusumuzun kültürlenmesi için kafa yoran kişileriz bir şekilde. Ve önümüzde şu an iki seçenek dayatılmış haldedir: İslam ve Batı medeniyeti.

Bir yanda kadına verdiği değeri 'kuma gömülmekten kurtararak' ölçenler,

bir yanda da kadına değer veriyormuş gibi gözüküp de adeta kadın bedenini satılığa çıkaran, kapitalist hırsları uğruna sırf daha çok para kazanmak için kadın bedenini kullananlar.

'Dünya ikiden büyüktür.' diyeyim ben de.

Bütün kutlu değerleri yok edip özgürlük kisvesiyle bütün iğrençlikleri mazur gören Batılılar, kutlu aile ocağını söndürmüş ve yok olma istikametine girmişlerdir. En yüksek intihar oranları 'gelişmiş' Avrupa'dadır ve uyuşturucu kullanımı oldukça yüksektir.

Bir yanda da kutlu olanı elinde dikenli sopa gibi kullanıp her fırsatta tepemize indirenler var işte.

Bu ikisi arasında gel-git yapmaya bir dur demektir Tengricilik.

Dengedir, denge.

Adı üzerindedir gerçekten de. 'Teng' (denk) -ri.

Doğa ile, toplum ile bir denge içinde olmaktır Tengricilik. Uyum içinde olmaktır. Aşırılıkları budamaktır.

Göçer bir toplum, yaşamın zorluğunu öyle sert bir şekilde tecrübe eder ki; böyle topluluklarda mükemmel olmak bir yaşam şartıdır.

Bu toplumlar varlığını sürdürmek için, dengeyi kurmak zorundadır.

İşte bizlerin Tengri inancını gündeme getirmesinin sebebi, ultra ırkçılar olmamız değil; ülkemizin ve ulusumuzun geleceğini aydınlık kılmak uğruna araştırmalar yapan ve paylaşan kişiler olmamızdır.

Dengeyi kurmak; insan-doğa, kadın-erkek, iyi-kötü arasındaki ilişkiyi akla uygun hale getirmek amacıyla, kimliğimizin derin köklerinde bir çözüm yolu var. Bu da Tengrici dünya görüşüdür.

Aksi halde, beş yüz kadının şahitliğinin bir erkeğe denk düşmediği topluma 'kadına şiddeti', 'kadının haklarını', 'tecavüzü' anlatamazsınız. Çünkü kadının kıymeti yoktur. 

Aynı şekilde, oguş denilen aile ocağının kutlu olduğunu, insan ruhunu beslediğini de beyninin ilkel olan zevk merkezine kendisini kilitleyen ama bu ilkelliğini ve duruş yoksunluğunu 'çağdaşlık, özgürlük' zannedenlere anlatamazsınız.

U.R.S

1-10-2016